Muhteşem biri. hayranları için her şeyi yapar. | Open Subtitles | إنه مذهل ، ومستعد لفعل أي شيء من أجل معجبيه |
O sadece playback yapan ve hayranları 8 yaşındaki kızlar olan birisi. | Open Subtitles | إنه مغني بوب يحرك شفتيه بالتزامن مع أغنية مسجلة معجبيه فتيات في الثامنة |
Gösterişli bir metinle meşrulaştırılmış sadistçe zırvalar. Sakın hayranıyım deme bana. | Open Subtitles | الهراء السادي شرع بالنثر المعقد ، أخبرنى أنك لست أحد معجبيه |
- Biliyorum, bu çok üzücü. En büyük hayranıyım. | Open Subtitles | أعرف أن ذلك شيئ محزن فأنا أشد معجبيه |
Benim patronum Sinatra'yı çok sever, tam bir Sinatra hayranıdır. | Open Subtitles | لدي الزعيم هنا الذي يحب سيناترا، هو من أشد معجبيه |
Bence, hatırlanması gereken tek şey Lee'nin ne kadar profesyonel büyük bir şovmen, hayranlarını çok düşkün biri olduğudur. | Open Subtitles | أظن أن هذا ما يجب تذكره اليوم أن لي قد كان محترفاً بكل ما لهذه الكلمة من معنى وأنه رجل استعراضات أحب معجبيه |
Jordan bir numaralı hayranını kaybetmek üzere. | Open Subtitles | "يوشك أن يفقد (جوردن) أكبر معجبيه" |
Tam anlamıyla sevgi dolu hayranlarının üstünde dalgalanan plastik cam bir güvertenin üstündeydi. Yukarıdaki İsa'yı methetmekten başka şansı yoktu. | TED | كان يقف على سطح زجاجي عائم تمامًا فوق معجبيه المحبين، ولم يكن لديهم أي خيار سوى تمجيد المسيح فوقهم. |
Onunla kulüpte tanıştım. Onun hayranlarından biri. | Open Subtitles | لقد ألتقيت به في النادي أنه واحد من معجبيه |
Ne yazık ki, bu hayranları İnterpoldendi. | Open Subtitles | لسوء الحظ كان أحد معجبيه من عملاء الإنتربول |
ve bütün hayranları ona "mutlu yıllar" | Open Subtitles | .. وجميع معجبيه هنا، ليتمنوا له |
Deniz aşırı hayranları. | Open Subtitles | أولئك سيكونون معجبيه خارج البلاد |
hayranları onun için çok önemli. | Open Subtitles | معجبيه هي المهم جدا بالنسبة لها. |
Aranızda Stephen King hayranları olduğunu düşünüyorum Ben de onlardan biriyim. | TED | أتخيل الآن وجود بعض معجبي (ستيفن كنج) من بين الجمهور هنا، وأنا واحد من معجبيه. |
Bu adama bayılıyorum. Büyük hayranıyım. | Open Subtitles | يعجبني ذاك الرجل، أنا من أشد معجبيه |
- Evet. Mel Brooks'u beğeniyorum. Büyük bir hayranıyım. | Open Subtitles | أحب (ميل بروكس)، أنا من أكبر معجبيه هلا استلقيت؟ |
Chunky Pandey. Patron, ben onun büyük bir hayranıyım. | Open Subtitles | (يا زعيم (شانكي باندي أنا من أكبر معجبيه |
- Televizyondaki Jimmy. Jeffy çok sever. | Open Subtitles | جيمى الذى يظهر على التلفزيون جيفى من أكبر معجبيه |
Kritik Noktalar koleksiyonunun ünlü yazarı Pierre okuyucularıyla karşılaşmak için Vrin'e gitmeyi çok sever. | Open Subtitles | كاتب أساسي في مجموعة نقاد جالون، بيير يحب الذهاب عند فران لمقابلة معجبيه. |
Steel Dragon 'dan Chris "Izzy" Cole hayranlarını şok ederek sahneyi terk etti. | Open Subtitles | كريس "ايزي" مطرب فرقة ستيل دراكون صدم معجبيه عندما ترك المسرح |
Yukarı çıkıp onlara merhaba demeyi düşündüm çünkü Frisco Fly hayranlarını hayalkırıklığına uğratmaz. | Open Subtitles | فكرتُ بأن أتسلق المبنى نزولا وألقي التحية، لأنّ (فريسكو فلاي) لا يخيّب آمال معجبيه أبداً. |
Jordan bir numaralı hayranını kaybetmek üzere. | Open Subtitles | "يوشك أن يفقد (جوردن) أكبر معجبيه" |
Yazık olmuş. Bunların ikisi de hayranlarının canını sıkacak. | Open Subtitles | ياللأسف, سوف يخيب أمل معجبيه |
Genelkurmay'dan General Streck onun hararetli hayranlarından biri ve onun eserlerinin hepsine sahip. | Open Subtitles | جنرال "ستريك" من القادة العليا هو أكبر معجبيه ويملك المجموعة الكاملة لأعماله |