| Bu virüslerin salgın hastalık oluşturma riski tam olarak bilinmese de hayvanlardan insanlara geçen bulaşıcı hastalıklara davetiye çıkardığı kesin. | TED | ان لياقتهم البدنية لانتاج اوبئة ليس لدينا معرفة عنها ولكننا نعلم انها امراض معدية مهاجرة |
| Ayrıca, bazı bulaşıcı etkenler de otizme neden olabilir. | TED | إضافة إلى ذلك، من الممكن أن تكون هناك عوامل معدية و التي يمكن أن تسبب التوحد. |
| Her yıl yada bir kaç yılda bir yeni bir enfeksiyon hastalığı oluşup yok oluyor. | TED | أمراض معدية جديدة تظهر, أو تعود للظهور كل بضعة أعوام. |
| Eğer üzerinde kıyafet falan varsa enfeksiyon kapabilir. | Open Subtitles | لو أن هناك أي ملابس من الممكن أن تكون معدية |
| - Lütfen yardım edin. - İğne yerleri enfeksiyon kapmış. | Open Subtitles | هذه العلامات تبدو معدية |
| Eski Staten Adası Feribot iskelesinden bize ışıkla sinyal veren biri var. | Open Subtitles | أرى شخص ما ومعه ضوء يلوح لنا بجانب دعامة معدية جزيرة ستاتن |
| Yanınızda enfeksiyonlu malzeme veya Lucas Klinik Şirketi'ne ait bir eşya taşıyor musunuz? | Open Subtitles | هل تحمل اي مواد معدية معك او ممتلكات لعيادة لوكاس او مواردها؟ لا |
| Ve korku gibi, cesaret de bulaşıcıdır. | TED | ومثل الخوف تمامًا، فإن الشجاعة معدية. |
| Yüz yıl önce, zatürre gibi bulaşıcı hastalıklardan ölüyorduk; yakalandığımız takdirde ölümümüz hızlı oluyordu. | TED | قبل مائة سنة، اعتدنا الموت جراء أمراض معدية كالالتهاب الرئوي، حتى أنها إن استحكمت فينا، ستأخذ أرواحنا بسرعة. |
| - Teşhis nedir? - bulaşıcı bir ateş. | Open Subtitles | ـ إنها حمى معدية قوية بشكل لم أتوقعه لشخص في مثل سنها |
| Belki bulaşıcı bir hastalığı olduğunu düşünüyorlardır. | Open Subtitles | ربما تستطيع أن تؤثر لازلت أظن أنها معدية. |
| İshale neden olan organizmalardan bahsederken, aslında akut enfeksiyon hastalıklarına neden olan tüm organizmalardan bahsederken sorunu mikrobun bakış açısından değerlendirmekte fayda var. Mikrobun bakış açısı. | TED | و التركيز عندما أتحدث عن الكائنات المسببة للإسهال, و التركيز عندما نتحدث عن أى كائنات دقيقة التى تسبب أمراضاً معدية هو التفكير فى المشكلة من وجهة نظر الكائن الدقيق. الرؤية خلال عين الكائن. |
| Eğer mumya enfeksiyon taşıyorsa, daha çok canlı tehlikede demek. | Open Subtitles | إذا المومياء معدية حياة ناس أكثر في خطر |
| - bulaşıcı bir enfeksiyon mu söz konusu? | Open Subtitles | هل تتحدث عن حالة اصابة معدية ؟ |
| enfeksiyon kapmış. | Open Subtitles | انها معدية |
| enfeksiyon kapmış. | Open Subtitles | انها معدية. |
| Staten Adası Feribot iskelesinde eski bir tekne dolum istasyonu var. | Open Subtitles | هناك مركب قديم يزود الوقود عند معدية رصيف جزيرة ستاتن |
| - Çok hızlı, Feribot olamaz. | Open Subtitles | يبدو كصفارة إنذار وقت الضباب يمر بسرعة علي كونة صوت معدية - |
| Açık köprü ya da Feribot bulana dek Hudson boyunca gideceğiz sonra Hudson nehrini geçip Connecticut'ın arka yollarından Boston'a kadar gideceğiz. | Open Subtitles | نحن لا زلنا في هدسون سأعثر على جسر أو معدية لتعبر بنا هدسون و من ثم سأسلك الطرق الخلفية عبر ولاية كونكتيكت وصولاً إلى بوسطن |
| Yanınızda enfeksiyonlu malzeme veya Lucas Klinik Şirketi'ne ait bir eşya taşıyor musunuz? | Open Subtitles | هل تحمل اي مواد معدية معك؟ أو أي من ممتلكات عيادة لوكاس أو أي من مواردها؟ |
| Hanımım! Ona dokunmamalısınız! Humma bulaşıcıdır! | Open Subtitles | سيدتي ، لا يجب أن تلمسية ، الحمى معدية |