Ve başka bir kavramsal önyargı da var ki, ben buna onay yargısı diyeceğim. İnançlarımızı onaylayan bilgileri kabul etmeye meyilliyizdir ancak inançlarımızla çatışan bilgileri reddederiz. | TED | و هناك تحيز معرفي آخر سأسميه تحيزا اثباتيا، نحن نميل لتقبل المعلومات التي تثبت معتقداتنا و نرفض المعلومات التي نخالف معتقداتنا. |
Her iki modeli de aynı anda aklımızda tutabiliriz, ya da iki farklı inancı barındırmamız gibi bir problemi, ya da kavramsal uyumsuzlukları. Sonunda, | TED | نستطيع أن يكون بفكرنا نموذجان يعملان بنفس الوقت، أو نوعا من هذه المشكلة حيث نحمل معتقدان سويا، أو تنافر معرفي. تدريجيا، |
Ve şimdi argümanlar hakkında düşündüğümde, mesela kavramsal bir şeylerin tehlike içinde olduğu.akademik veya kavramsal argümanlar olsun, akademik veya kavramsal argümanlar olsun, Bu önerme doğru mu? Bu iyi bir teori mi? | TED | و الآن عندما أفكر بالجدل، أنا أتكلم عن، دعنا نسميه جدل أكاديمي أو معرفي، حيث يوجد شيء معرفي على المحك. هل هذا الافتراض صحيح؟ هل هذه النظرية جيدة؟ |
Dün konuşmalardan bir tanesini dinliyordum, Afrika'nın bilgi ekonomisine dönüşmesi gerektiğiyle ilgili konuşmaydı. | TED | بالأمس، كنت أستمع لإحدى المحادثات؛ كانت المحادثة حول ضرورة تغيير أفريقيا إلى اقتصاد معرفي. |
Hastanede kavramsal terapi seansları yapılıyor. | Open Subtitles | المستشفى لديه جلسات علاج معرفي |