Cadıların meclisi var, kurtların da sürüsü var. Yani sözüm odur ki sizde olmayan her şeyin beden bulmuş hâliyiz. | Open Subtitles | للساحرات معشر وللمذؤوبين قطيع، لذا فإنّنا تذكِرة ثابتة لكلّ شيء هجرتموه. |
Gemini meclisi ile ilgili ipucunu da uydurdun mu bari? | Open Subtitles | إذًا هل اختلقت مسألة خيط دليل معشر الجوزاء أيضًا؟ |
Eğer hayatta kalırsam Gemini meclisi'nin yüce lideri ile çıkıyor olursun. | Open Subtitles | الأمر ليس جسيمًا بكلّ نواحيه. إن نجوتُ، فستواعد قائدة معشر الجوزاء العاتية |
Sorun şu ki, meclis 1903 evreninin varlığını nesillerdir gizli tutuyordu. | Open Subtitles | المشكلة أن معشر الجوزاء أبقى وجود العالم السجنيّ لعام 1903 سرًّا لأجيال. |
Beni bir kan dökme ritüeli için feda etmek isteyen bir grup manyak cadıdan korumak istiyor. | Open Subtitles | من معشر ساحرات مخبولات يرِدن التضحية بي في شعائر دمٍ. |
Gemini kurallarına göre aslında güçlerini birleştirecekler. | Open Subtitles | وفق علمي بقواعد معشر الجوزاء فإنّه بالواقع سيندمج معها |
Beni kızdırıyorlar diye bir kurt adam sürüsünü lanetledi. | Open Subtitles | أقامت لعنة على معشر كامل من المذؤوبين كانوا يضايقونني. |
Sen arkadaşlarının yanına dönmek istiyorsun. Ben de dönüp Gemini meclisine acılı bir ölüm tattırmak istiyorum. | Open Subtitles | تريدين العودة للديار إلى أصدقائك، وأودّ العودة لأنزل ببقيّة معشر الجوزاء |
Bu arada Gemini meclisi Portland'da yaptığım şeyi pek hoş karşılamadı. | Open Subtitles | طبعًا معشر الجوزاء لم يتقبّلن ما فعلتُه في (بورتلاند) حين سمعنه. |
Hayır. Seni dönüştürdüğüm gece Gemini meclisi beni ve arkadaşlarımı yakaladı. | Open Subtitles | كلّا، ليلة حوّلتُك تم اعتقال أصدقائي وإيّاي من قبل معشر (الجوزاء). |
Eğer hayatta kalırsam Gemini meclisi'nin yüce lideri ile çıkıyor olursun. | Open Subtitles | {\pos(190,220)} إن نجوتُ، فستواعد قائدة معشر الجوزاء العاتية |
Pekâlâ, Oregon'da bir cadılar meclisi var. | Open Subtitles | حسن، ثمّة معشر ساحرات في (أوريجان) اهتدين لطريقة |
Bence Gemini meclisi burayı yaratmak için bir Bennet büyüsü kullandı. | Open Subtitles | أظن معشر الجوزاء استخدمن تعويذة لساحرات (بينيت) لصنع هذا المكان. |
Treme meclisi Vincent Griffith'i geri istiyor. | Open Subtitles | معشر (تريمي) يشاء استعادة (فينست غريفن). |
Kai yaptı. Ve şimdi de seni ve tüm meclisi öldürüp başladığı işi bitirecek. | Open Subtitles | (كاي) هو من فعل، وسينهي ما بدأه بقتلك أنت وكلّ معشر (الجوزاء). |
İki güçlü cadı, ortak bir meclis kurmak için birlikte katılmışlar. | Open Subtitles | "ساحر وساحرة شديدا القوى جمعهما الزواج لصنع معشر متحد" |
Ancak simdilik hiçbir meclis Gentilly'ye kadar açilmayacak. | Open Subtitles | لكن غير مسموح حاليًا لأي معشر بالتوسّع لمنطقة (جينتلي). |
meclisi yok etmek istiyorlardı ama meclis onlardan önce davrandı. | Open Subtitles | كانوا في طريقهم لتدمير معشر (الجوزاء) لكن المعشر نال منهم أوّلًا. |
Ben sana neyin saçma sapan olduğunu söyleyeyi. Bir grup cadının büyü yapamıyor olması. | Open Subtitles | سأخبرك بما ليس ذا علاقة، معشر ساحرات لا تمكنهن ممارسة السّحر. |
Yakın geçmişte, bir grup cadı, kardeşimin doğmamış çocuğunu koz olarak kullanarak onu buralara çektiler. | Open Subtitles | "ثمّة معشر ساحرات أغوين أخي مؤخّرًا للعودة باستغلال جنينه كموطن نفوذ" |
Hilaller sıradan bir kurt sürüsü değildir. | Open Subtitles | معشر الهلال ليس أيّ قطيع ذئاب، اتّفقنا؟ |
Cadı meclisine tek başına kafa tutmaya kalktı. | Open Subtitles | وحاول قهر معشر الساحرات وحده. |