Robbie artık bizimle yatıyor, Dana da zamanının çoğunu arkadaşlarında geçiriyor. | Open Subtitles | روبرت ينام معنا الأن و دانا تقضي معظم وقتها مع الأصدقاء |
zamanının çoğunu odasında oyun tasarlayarak geçiriyor. | Open Subtitles | .إنها تقضي معظم وقتها في غرفتها تصمم الألعاب |
Brightlings Bankası'nda yatırım bölümü başkanı: zamanının çoğunu... tuvalete kapanıp salak erkek arkadaşı için ağlayarak geçirir. | Open Subtitles | رئيسة قسم الإستثمار فى بنك برايتينج والتى تقضى معظم وقتها معلقة فى حمام السيدات تبكى على صديق خائن |
zamanının çoğunu yabancılarla yatarak ya da uyuşturucu kullanarak geçiren bir hayat kadını. | Open Subtitles | غانية محلية تقضي معظم وقتها إما بالسرير مع الغرباء أو تتعاطى المخدرات |
İstifasından haftalar sonra şehrin tenha yerlerinde yaşamaya başladı. | Open Subtitles | بعد أسابيع من الاستقالة كانت تقضي معظم وقتها في الجزء الصعب من المدينة |
çünkü zamanının çoğunu küçük bir odada hikayeler dinleyerek geçiriyor. | Open Subtitles | معظم وقتها تقضيع في الغرفة حيث تستمع للقصص |
Dürüst olmak gerekirse zamanının çoğunu başka bir dünyada geçirirdi. | Open Subtitles | أمضت معظم وقتها في عالم آخر لاكون صادقة معك ماذا تقصدين؟ |
- zamanının çoğunu burada geçirirdi. | Open Subtitles | في الواقع، أمضت معظم وقتها هنا. |
Hannah zamanının çoğunu öğretmeneleriyle geçiriyor. | Open Subtitles | إنها تقضي معظم وقتها مع معلميها |
Kuzen Elle zamanının çoğunu DC'de kulis faaliyetiyle geçiriyor. | Open Subtitles | بنت العمة إيل تقضى معظم وقتها فى واشنطن |
zamanının çoğunu tavan arasında bir şeyleri sıralayarak geçiriyordu. | Open Subtitles | لقد إعتادت أن تقضى معظم وقتها فى السقفيه تفرز الأشياء... ـ |
Yangından sonra zamanının çoğunu orada geçirmişti. | Open Subtitles | هنالك أمضت معظم وقتها بعد الحريق |
Annem, zamanının çoğunu Virginia Plajı'nda Pete ile geçiriyor. | Open Subtitles | تقضي والدتي معظم وقتها بشاطئ "فيرجينيا" (برفقة( بيت. |
Nina zamanının çoğunu taşlardan ve deniz kabuklarından garip şeyler yaparak geçirirmiş. | Open Subtitles | قضت (نينا) معظم وقتها وحيدةً تقوم بإبتكاراتٍ غريبة |
Judy zamanının çoğunu çiftliğin yanında geçiriyor. | Open Subtitles | (جودي) كانت تقضي معظم وقتها على الساحل في المزرعة |
Bayan Strange de zamanının çoğunu bitirmem için beni gayretlendirerek geçiriyor. | Open Subtitles | والسيدة (سترانيج) تقضي معظم وقتها فى تشجيعي. |
zamanının çoğunu köpeğiyle geçirirmiş. | Open Subtitles | أمضت معظم وقتها مع الكل |
İstifasından haftalar sonra şehrin tenha kesimlerinde yaşamaya başladı. | Open Subtitles | بعد أسابيع من الاستقالة كانت تقضي معظم وقتها في الجزء الصعب من المدينة |