işler nasıl ? Bende Seninle çalışmaya geliyordum. Alkışlar Shan kingston'a. | Open Subtitles | سأتي إلى العمل معك لقد كان في المدينة ومر على المدرسة |
Seninle çalışırken sana çok fazla ilgi göstermeyi öğrendim. | Open Subtitles | سرني العمل معك لقد تعلمت من رعايتك الكثير جداً أنا سعيدة لقولك ذلك، هانز |
Seninle yapacak hiçbir şeyim yok. Beni takip etmemeni söylemiştim. | Open Subtitles | أنا لا أريد أن أفعل أي شيء معك لقد أخبرتك بألا تتبعيني إلى هنا |
- Üzgünüm, mezuniyete Seninle gelemem. - Başka birinin teklifini bekliyorum. | Open Subtitles | أعتذر لك عن عدم مقدرتي حضور حفلة التخرج معك لقد تعلقت بشخص آخر |
- Üzgünüm, mezuniyete Seninle gelemem. - Başka birinin teklifini bekliyorum. | Open Subtitles | أعتذر لك عن عدم مقدرتي حضور حفلة التخرج معك لقد تعلقت بشخص آخر |
Seninle başka ne yapabileceğimi bilemiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف ماذا أفعل معك لقد وزعت كل الأدوار الآن |
Seninle konuşmak istiyordum. Fakültede yarıyıl değerlendirmeleri tamamlanmak üzere. | Open Subtitles | كنت أريد الحديث معك لقد رأت الكلية جميع اقتراحاتك |
Hayır, sadece Seninle konuşması gerektiğini söyledi. Onu hala aramadın, değil mi? | Open Subtitles | لا، لقد قال إنه يريد التحدث معك لقد أتصلت به، أليس كذلك ؟ |
Prenses Seninle konuşmak istiyor. Beni başka bir adama vermek için hayatını tehlikeye attın. | Open Subtitles | الأميرة تريد أن تتحدّث معك لقد خاطرت بحياتك لتعطينى لرجل آخر |
Seninle zaman kaybettiğime inanamıyorum. Beni kandırdın. | Open Subtitles | لا أصدق أنني أضعت وقتي معك لقد كنتي تستدرجينني فحسب |
Çünkü Seninle olan randevum, her zaman için burada, Samarra'daydı. | Open Subtitles | أما بشأن موعدي معك لقد كان دوما ليكون هنا في سامراء |
Seninle birlikte iş yapmak dışında bütün hayatım boyunca sadece iki kere doğru karar verdim. | Open Subtitles | بغض النظر عن مجال العمل معك لقد اتخذت قرارين جديدين في حياتي كلها |
Bu hafta Seninle takılmak bu duyguyu tekrar yaşattı. Keşke Lynette yarın eve gelmese. | Open Subtitles | والآن في هذا الأسبوع معك لقد عاد أتمنى لو أن لينيت لن تعود غدا |
Baban, Seninle birlikte yaşamam konusunda beni uyarmıştı. Bana söylemişti ve ben lanet olsun ki ona inanmadım. | Open Subtitles | والدك ، حذّرني من العيش معك لقد أخبرني ، وأنا لم أصدقه |
Savcı Seninle aynı fikirde değil. Onu sorguya çekti. | Open Subtitles | المدعي العام يختلف معك لقد جعلها ضمن القضية |
Bir adamın Seninle geçireceği ateşli bir hafta sonu konferansından vazgeçip havaalanına arkadaşını almaya gitmesine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أن أي رجل قد يتخلى عن عطلة نهاية أسبوع قذرة لإجتماع طوارىء معك لقد ذهب ليحضر صديقه من المطار |
Dünyada olup Seninle çalışmak bir şeyler hissetmemi sağladı. | Open Subtitles | كوني على الأرض, العمل معك, لقد شعرت بأشياء |
Burada Seninle beraber ama yapayalnızım Cy 16 yıl geçti ve ben zar zor hatırlıyorum | Open Subtitles | أنا وحيدة هنا سايرس معك لقد مضت 16 سنة وأنا بالكاد أعرفك |
En son Seninle gelmemi istediğinde, beni çok üzmüştün. | Open Subtitles | في أخر مرة طلبت مني فيها أن اذهب معك لقد كسرت قلبي |
Peter, Seninle gelemem. Uçmayı unuttum. | Open Subtitles | بيتر لن اتى معك لقد نسيت كيف اطير |