"معلقة" - Traduction Arabe en Turc

• asılmış
• bağlı
• kaşık
• asılıydı
• bekleyen
• askıda
• duruyor
• asmak
• kaşığı
• duran
• orada
• sarkan
• asılıymış
• beklemede
• beklemeye

asılmış olmaları yeterince kötü değilmiş gibi şimdi bir de bunlarla mı uğraşacağım?
سيء بما فيه الكفاية أنها معلقة من الأساس، والآن علي التعامل مع هذا؟

Belki öyleydi, ama korkarım ki artık seninki de ceket iliğine bağlı.
ربما كان الأمر كذلك ، لكنني أخشى أن حياتك معلقة بخيط الآن

Çorbadan ilk başta bir kaşık yiycez ve sonra yeni ramen hakkında kararımızı vericez..
عندما تأكل رامن بطريقه جديدة, يجب عليك أولا أن تتذوق معلقة واحدة من الشوربة

Atölyemdeki duvarda bunların resimleri asılıydı, her gün içeri girdiğimde bir anlam çıkarmaya çalışıyordum.
لدي صور معلقة لهذه الأشياء على جدار الستوديو الخاص بي، و كل يوم أقف أمامهم في محاولة لمعرفة سر هذه الأشياء

Benim FDA'de bekleyen hiçbir deneyim yok.
ليست لدي أي تجارب معلقة لدى إدارة الأغذية والدواء.

40 beden. askıda bile güzel duruyor.
لأجل مديد, إنها رائعة حتى وهي معلقة

Ufkun sadece bir santim üzerinde duruyor.
هل تراها معلقة هناك كنصف بوصة فوق الأفق ؟

Bir defasında bir doktorun ofisine asmak gibiydi.
كانت معلقة على مكتب الطبيب مرة من المرات

Bu saflaştırılmış polimerden sadece bir tatlı kaşığı kadar ekleyeceğim.
سأضع معلقة شاي صغيرة هنا من هذا البوليمر المنقى،

Onun bir anneye ihtiyacı var, duvara asılmış bir plakete değil.
انها بحاجة الى أم لا الى لوحة تذكارية معلقة على الحائط

Buraya asılmış olduklarını görebiliyorum hâlâ. Kan. Bardaktan boşanırcasına kan.
لازال بوسعي رؤيتها معلقة هناك والدماء، ثمة سيول من الدماء

Muhtemelen çenesine bağlı bir kraliçe arı var ve diğer arılar da ona doğru gidiyor.
من المحتمل أن يكون لديه ملكة نحل معلقة في ذقنه وباقي النحل منجذب لها

Fakat her bir imge, içinde yaratıcısının niyetine, izleyiciye ve sunulduğu ortama bağlı olarak birden fazla gerçek barındırır.
ولكن هناك حقائق متعددة معلقة على كل صورة، اعتمادا على نية مبتكر ، المشاهد والسياق الذي يقدمه.

Mukozam çok kalın, kaşık batırsan saplanır.
مادتي المخاطية سميكة جدا لدرجة أنك تستطيع توقيف معلقة عليها

Bir uçaksavar balonuna asılıydı. Görünmez bir uzay gemim vardı. Başka bir seçeneğim yoktu.
كانت معلقة من حبلٍ بمنطاد، وكنت أناعلىسفينتيالخفية،فكان الأمرمحتماً.

Evet. Ama TK'in kendisini bekleyen bir ikramiyesi var.
نعم، ولكن تي.كي حصل على مكافأة كبيرة معلقة

Yiyecekleri havada, askıda. Kaçmaları olanaksız.
وجباتها معلقة بالهواء، الهرب محال.

Ve bir elbise hazırladım. Ön güvertede duruyor.
وأنا حضرت بدلة من أجلك معلقة في الطح الأمامي

Kendini o odada asmak daha iyi değil mi?
ألا تتخيلين نفسكِ معلقة في تلك الغرفة؟

Bir çay kaşığı gereken etkiyi yaratacaktır.
المدفون بالاعماق احلك اعماق عقلك معلقة واحده يجدر بها تنفيذ الامر

Ve sonra havada duran büyük bir tekerlek gördü.
ثم بعدها رأى عجلة كبيرة معلقة في الهواء.

orada öyle kalacak. Bence odaya samimi bir hava kattı.
سأتركها معلقة , أظن أنها تربط الغرفة كلها مع بعض

Bu yüzden elektrik kablolarından sarkan o kadar spor ayakkabısı görülür.
لهذا ترون أحذية الناس معلقة على خطوط الكهرباء

Düşünebiliyor musun bunca yıl gözden uzak bir yerde asılıymış.
كل هذه السنوات كانت معلقة هنا بالحماية الكاملة

California'da halen beklemede, ve çok yakın zamanda New York'ta da öyle oldu.
وهي معلقة الان في كاليفورنيا.والان قريبا في نيويورك

Geçiş dönemini yüzükleri unutmayacak kadar beklemeye alabileceğini düşünüyor musun?
أنت؟ تَعتقدُ بأنّك يُمْكِنُ أَنْ تَضعَ مرحلتَكَ الإنتقاليةَ في حالة معلقة طويلة بما فيه الكفاية لتَذْكير الحلقاتِ؟