Kamptaki çadırına gittim, ve sordum. "Seni öğretmen yapmak istiyorum." | TED | اتجهت صوب خيمته في المخيم، وأخبرته، "أريد أن أجعلك معلما." |
Peter'dan daha iyi bir öğretmen bulmak istersin belki. | Open Subtitles | ربما يجب عليك ِ أن تجدي معلما أفضل من بيتر |
Ordu beni çağırdığında, üniversitede öğretmen olmak için okuyordum. | Open Subtitles | أنا كُنْتُ أَدْرسُ لِكي أكُونَ معلما عندما النداء إلى الجيش حَدثَ |
- Ama büyükbaba hoca tuttu. | Open Subtitles | لكن جدي احضر لي معلما في البيت الان يصر على ذهابي للجامعه. |
Çok büyük bir öğretmendi ve hastaları iyileştirirdi, | Open Subtitles | كان معلما رائعا و شافي من المرض |
Mükemmel bir öğretmendin. | Open Subtitles | لقد كنت معلما رائعا. |
Siz harika bir öğretmensiniz. | Open Subtitles | أنت معلما عظيما. |
İster inan ister inanma, ben öğretmen olmak istemiştim... uzun zaman önce. | Open Subtitles | صدقى ام لا ، كنت ارغب بأن اكون معلما ، منذ وقت طويل |
Endişelenmeyin, iyi bir öğretmen olacağım; destekleyici ve yüreklendirici... | Open Subtitles | سارد على جميلكم هذا ببساطه ساكون معلما جيدا |
Eğer dekan gerçek öğretmen olmadığımı öğrenirse notlarınız geçersiz sayılır ve hepiniz bu dersi tekrar alırsınız. | Open Subtitles | إذا علم العميد بأنني لست معلما حقيقيا. درجاتك ستمحى وستعيد دراسة هذا الفصل. |
Eğer dekan gerçek öğretmen olmadığımı öğrenirse notlarınız geçersiz sayılır ve hepiniz bu dersi tekrar alırsınız. | Open Subtitles | إذا العميد علم بأنني لست معلما حقيقيا درجاتك ستمحى، وستعيد دراسة هذا الفصل. |
Eğer dekan gerçek öğretmen olmadığımı öğrenirse notlarınız geçersiz sayılır ve hepiniz bu dersi tekrar alırsınız. | Open Subtitles | إذا العميد علم بأنني لست معلما حقيقيا درجاتك ستمحى، وستعيد دراسة هذا الفصل. |
Bu adamlara iyi bir öğretmen lazım. | Open Subtitles | هؤلاء الرجال يحتاجون معلما مناسبا |
Bu okulda öğretmen olduğum için çok mutluyum. | Open Subtitles | {\3cHFFFFFF\bord9}{\1cH0A69AC\3cHFFFFFF\b1\}أنا سعيد لكوني معلما في هذه المدرسة |
öğretmen olabilmek için parmak izlerini kaydettirmen gerekir. | Open Subtitles | لا بد من ان تأخذ بصماتك لتكون معلما |
O zaman, İkinci Wilson Prensibi'ni aklınızda bulundurun: Her bilim insanı için; araştırmacı, tekniker, öğretmen, yönetici ya da iş adamı olsun, hangi seviyede matematik yeterlilikle çalışırsa çalışsın, bilimde ya da tıpta, o seviyenin mükemmeli başarmak için yeterli olduğu bir dal vardır. | TED | ضع في اعتبارك آنذاك قانون ويلسون الثاني: لكل عالم سواء كان باحثا أو تقنيا معلما أو مديرا أو رجل أعمال، يعمل على أي مستوى من الكفاءة في الرياضيات، يوجد تخصص في العلم أو الطب يكون فيها ذلك المستوى كافيا لتحقيق الامتياز. |
Ben de "Seni öğretmen yapacağım." | TED | فكررت ما قلته له، "سأجعلك معلما." |
Konservatuvar, ama büyükbaba hoca tuttu. | Open Subtitles | لكن جدي احضر لي معلما في البيت الان |
- Ben, küçük düşürülmenin hem bir çocuk, hem de bir yetişkin için bile... kötü bir hoca olduğunu bilen biriyim. | Open Subtitles | -شخص يَعْرفُ ان الاذلال يمكن ان يكون معلما رديئا -لكل من الرجالِ والأولادِ |
Harika bir öğretmendi ama rezil bir aşçıydı. | Open Subtitles | هي كانت معلما عظيما، لكن طباخا رهيب. |
Eskiden öğretmendin, değil mi? | Open Subtitles | كنت تعمل معلما , صحيح؟ |
Siz burada öğretmensiniz. | Open Subtitles | أوه، أنت ... أنت معلما هنا. |