Onlardan çok önemli bilgiler alacaktık... ama suç ortaklarının ölümü... bizim için büyük bir aksilik oldu. | Open Subtitles | .. سنحصل على معلومات مهمة منهم .. و لكن موت الشركاء في الجريمة خطوة كبيرة للوراء بالنسبة لنا |
İlacı bitirmek için gereken önemli bilgiler parmaklarımdan kayıyor, ama Eskiler'den biri olarak yaşadığım tecrübelerin ufak ayrıntıları hala zihnimdeler. | Open Subtitles | معلومات مهمة تلزمني لإعداد العلاج ..تتلاشى بسهولة بينما التفاصيل التافهة ..لتجربتي كأحد القدماء لا تزال حاضرة في ذهني |
Hayır, ölmemeli, ölmemeli! Hayati bir bilgiye sahip. | Open Subtitles | كلا, لا يجب.لا يجب أن يموت لديه معلومات مهمة |
Biz buna aşırı önemli bilgi diyoruz! | Open Subtitles | هذا ما نسميه معلومات مهمة للغاية أنا لا أعرف , حسنا؟ |
Ailenin bu önemli bilgiyi gizleme hakkı olduğunu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | اذا تعتقدين ان العائلة فعلت الصحيح لإخفاء معلومات مهمة عن بعضهم البعض؟ |
Sizi ailenizden alı koymak istemem, ancak bayan Gillespie'ye sevdiği birisi hakkında çok önemli bir bilgi vermeliyim. | Open Subtitles | لا أريد أن أقنص وقتاً من عائلتك و لكن لدي معلومات مهمة جداً من أجل السيدة غلاسبي تتعلق بحبيبها |
Bazı önemli bilgileri de ele geçirmişsin sanki. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أنك حصلت على معلومات مهمة من الاجتماع الذي عقداه |
Bayan Culper'da, içinde bayrağın nerede olduğuna dair önemli bilgiler bulunan bazı mektuplar var gibi görünüyor. | Open Subtitles | من الواضح ان السيدة لديها رسائل تحوي معلومات مهمة عن مكان الراية |
Sizinle paylaşacağı önemli bilgiler var. Bana eşlik eder misiniz? | Open Subtitles | لديه معلومات مهمة ليطلعكِ عليها هلا أتيتِ معي؟ |
Savaş hakkında önemli bilgiler bildiğini iddia ediyor. | Open Subtitles | تدَّعي بأنها تمتلك معلومات مهمة عن الحرب |
Benden önemli bilgiler saklıyorsun Kim olduğun, nereli olduğun, | Open Subtitles | أقوى مما أفعل عادةً لقد أخفيت عني معلومات مهمة للغاية |
Ulusal Güvenlik'in işine yarabilecek bir bilgiye sahip olduğunu söylemiş. | Open Subtitles | قائلًا أنَ لديه معلومات مهمة تخص الأمن القومي |
- Kız hakkında pek bir bilgiye ulaşamadım. | Open Subtitles | . لم أحصل على معلومات مهمة عن الفتاة |
Biliyorsun, bu kadın vaka ile ilgili önemli bilgi sahibi olabilir. | Open Subtitles | تعلمين, تلك المرأة ربما لديها معلومات مهمة تخص القضية. |
Fark eder; çünkü bu önemli bilgiyi öğrenmek isterdim. | Open Subtitles | أنه مهم ، لأن تلك معلومات مهمة أود معرفتها |
Bunların hiçbiri çok önemli bilgiyi sakladığın gerçeğini değiştirmiyor. | Open Subtitles | لا شيئ من هذا يغير الحقيقة انت تبقي معلومات مهمة مني |
Dr. Blake cep telefonunu açmıyordu ve teslim etmen gereken önemli bir bilgi vardı. | Open Subtitles | هاتف الدكتورة بليك الخلوي لا يجيب ولديك معلومات مهمة لتسليمها |
Yüzbaşı Massey ona araştırdığı davayla ilgili önemli bilgileri olduğunu söylemiş. Fakat bu sabah sözleştikleri görüşmeye gelmemiş. | Open Subtitles | الملازم (ماسي) قال أنه يملك معلومات مهمة حول قضيتها ثم لم يضهر هذا الصباح للأجتماع المحدد تاريخه مسبقاً. |