Hayır, adamın teki az kalsın beni karısıyla oturma odasında basıyordu. | Open Subtitles | لا كاد ان يمسك بي رجل اقبل زوجته في غرفة معيشتهم |
Noel'de millet onca ağacı kesip oturma odasına koyduğunda kimsenin böyle mızmızlandığını göremezsin. | Open Subtitles | بخصوص اشجار الكريسماس بينما كل الناس في العالم يقتلعونهم ويضعونهم في غرف معيشتهم |
oturma odalarına çok büyük bir ekran kurmuşlardı. Ve her sabah nineleriyle birlikte kahvaltı yapıyorlardı. | TED | لقد وضعوا شاشة عرض كبيرة في غرفة معيشتهم. ويتناولون الإفطار كل صباح مع جدودهم. |
İnsanların oturma odalarında tuvaletlerini yapacaklarını mı sanıyorsun? | Open Subtitles | تتوقع من الناس أن يذهبوا للمرحاض في غرفة معيشتهم |
Eğer dünyanın heryerindeki insanlar mutlu olursa ve yaşam standartları bizimkiyle eşit olursa, dünyada haset kalmaz ve savaşmak için daha az sebep olur. | Open Subtitles | لو كل الناس بكل مكان قانعون ومستوى معيشتهم عادل ومتوافق معنا لن يكون هناك حسد فى عالمنا |
İnsanlar sadece oturma odalarında kırıştırırlar. | Open Subtitles | الناس غريبة الأطوار بذات القدر في غرف معيشتهم |
Evet. Ve oturma odalarında büyük bir trampolin olduğunu hayal ediyorum. | Open Subtitles | أجل , ولديهم نطاطة كبيرة في غرفة معيشتهم |
Bizim evin tamamının onların sahildeki evlerinin oturma odasına Uyabileceğini biliyor muydun? | Open Subtitles | هل علمتي أن بأمكانك توفيق المنزل كله بداخل غرفه معيشتهم في ذلك المكان على الشاطئ ؟ |
Öyleyse ben de onların oturma odasına koyarım. | Open Subtitles | بهذه الحال، سأتمكن من رؤية غرفة معيشتهم.. |
Hemen oturma odası perdesine koşarlar. | Open Subtitles | يعدون إلى غرفة معيشتهم و يزيحون الستائر |
oturma odalarına girdim. | Open Subtitles | ذهبت إلى غرفة معيشتهم. |
oturma odalarında ölü bulunmuşlar. | Open Subtitles | وجدا ميتيين في غرفة معيشتهم |
Onların da yaşam standartları iyileşmiştir eminim | Open Subtitles | أَنا متأكّدُ ان مستوىُ معيشتهم زادَ |