Bir delikanlı kazara kayboldu ve ailesiyle beraber buraya geldi. | Open Subtitles | المحارب الشاب لقد خسر واستقر هنا مع أسرته عن طريق الخطأ |
Çünkü; ailesiyle beraber olmak istiyor. | Open Subtitles | لأن ... ـ لأنه أراد أن يكون مع أسرته |
Çünkü; ailesiyle beraber olmak istiyor. | Open Subtitles | لأن... لأنه أراد أن يكون مع أسرته |
Bir adamla çok uzun zaman geçirdim, kendisi ailesi ile birlikte demiryolu kenarında bir kulubede yaşıyordu ve bir kolu ile bir bacağını tren kazasında yitirmişti. | TED | لقد قضيت وقتاً طويلاً مع رجل عاش مع أسرته على جسر السكك الحديدية وقد فقد يده ورجله في حادث قطار. |
-Hayır. Baban için çok zor bir gün ve ailesi ile birlikte olmaya ihtiyacı var. | Open Subtitles | إنه يومٌ عصيبٌ على والدك ، وهو بحاجةٍ لأن يكون مع أسرته |
DJ ailesinin yanına Sacramento'ya gitti, iki haftalığına. | Open Subtitles | "دي جي" في سكرامنتو مع أسرته لمدة أسبوعين |
Ahh, bu akşam yemekte ailesi ile birlikte olacak bir kuş daha. | Open Subtitles | طائر آخر ينجو ليتعشى مع أسرته الليلة |
Yapması gereken kendi ailesinin yanına taşınmak. | Open Subtitles | ما يحتاجه هو العودة مرة ثانية مع أسرته |