Bu sabah çekildi. Oğluyla beraber olması gerekiyorken. | Open Subtitles | التُقطتْ صباحَ اليوم حيثُ كان يُفترضُ أن تكون مع ابنها. |
Lucille, adliye sarayında en büyük Oğluyla beraber yalnız bırakılmıştı. | Open Subtitles | (لوسيل), كانت لوحدها في المحكمة مع ابنها الأكبر |
Tek söylediğim, "Kız kardeşim Oğluyla beraber geliyor. " oldu | Open Subtitles | كل ما قلته هو: "أختي ستأتي مع ابنها." |
Oğluyla birlikte geçirdiği bir otomobil kazasında öldü. | Open Subtitles | ماتت في 1918 في حادث دراجة نارية مع ابنها |
Genç bir kadın, Oğluyla birlikte yaşamak için evimize geldi. | Open Subtitles | اتت امرأة شابة مع ابنها للعيش في منزلنا. |
Oğluyla birlikte, şu duvardan. | Open Subtitles | الجدار مع ابنها |
Oğluyla beraber geceden beri hastanedeymiş. | Open Subtitles | (صوفيا برايس) اتصلت لتوها. لقد كانت مع ابنها في المستشفى, الليلة الماضية. |
Oğluyla birlikte yukarıda, teşekkürlerimi... Siyah etiketlenmiş. | Open Subtitles | ,انها في الاعلى مع ابنها ...شكرا ل |