Yanlış adamla oynadın. Şimdi bunu ödeyeceksin. | Open Subtitles | لقد عبثت مع الشخص الخطأ والآن ستدفع ثمن هذا |
Pişmanlık konusunda yanlış adamla konuşuyorsun. | Open Subtitles | بشأن الندم , فأنت تتحدث مع الشخص الخطأ , جاك |
Bir keresinde çitimizi kesen biriyle üç bacaklı yarış yapmıştım. | Open Subtitles | ذات مرة خضت ثلاث سباقات مع الشخص الذي حطم سياجنا |
Köklerinin kişisel bir anlayışı olan biriyle daha çok zaman geçirmesi onun için çok iyi olabilir, Jacob'ın geldiği yerde, | Open Subtitles | ربما يكون جيد للغاية ليعقوب أن يقضي المزيد من الوقت مع الشخص الذي لديه فهم شخصي لميراثه ومن أين جاء |
Ve sen yanlış kişi ile birlikte olduğunu bilseydin... | Open Subtitles | ولو أنكِ أدركتِ أنكِ مع الشخص الغير المناسب |
Bence Cam bu yeni eşcinsel kişiliğini çok sevecek Chuck. | Open Subtitles | أعتقد بأن كامب ستكون سعيده مع الشخص الجديد |
Ama doğru kişiyle birlikteysen ve bu kişi değişirse yeniden doğru kişiyle tanışmış olursun. | Open Subtitles | ولكن اذا كنتي مع الشخص المنشود وتغير تلتقين الشخص المنشود مرة أخرى |
Buluştuğunuz bu insanla iyi deneyimler edindiniz mi? | TED | هل كانت تجربتك جيدة مع الشخص الذي قابلته؟ |
Ali son çıktığım adamla pek anlaşamadı. | Open Subtitles | ألي لم ينسجم مع الشخص الأخير الذي صاحبته |
Yalnız onun Chewbacca'yu* oynayan adamla fotoğrafı var mı? | Open Subtitles | لكن ألا يملك صورة له مع الشخص الذي يلعب الشاوباكــا ؟ |
Gezegenin havaya uçtu ve sen emri imzalayan adamla takılıyorsun. | Open Subtitles | و أنتِ كنتِ تطوفين طوال الوقت مع الشخص الذى وقع على طلب الهدم |
Bir iğneyi, yattığınız kişi bile olsa biriyle bir diş fırçasını paylaşmak istediğinizden daha fazla paylaşmak istemezsiniz. | TED | فأنت لا تريد ان تتشارك ابرة ملوثة كما انك لا تريد ان تتشارك فرشاة اسنانك حتى ولو مع الشخص الذي تشاطره السرير |
Hep biriyle geçirecek daha çok vaktin olduğunu düşünüyorsun. | Open Subtitles | دائما تفكرين بان لديك بعض الوقت مع الشخص |
Sevdiğin biriyle bile kötü anlar olur. | Open Subtitles | حتى مع الشخص الذي تحبيه تكون هناك لحظات سيئه. |
Benim Diplomatik dokunulmazlığım var, hemen yetkili kişi ile görüşmek istiyorum. | Open Subtitles | أنا تحقُّ لي الحصانة الدبلوماسيّة. أريد التحدّث مع الشخص المسؤول. |
Yine de bu karakter, yanıbaşımda oturan kişi ile kesinlikle hiçbir benzerlik taşımıyor. | Open Subtitles | هذه الشخصيه إلى الآن.. لاتتناسب مطلقًا.. مع الشخص الجالس بجانبي |
Bu yüzden bir çift bana ortaya çıkmış bulunan bir aldatma sonrası geldiğinde, onlara genellikle şunu söylerim: Bugün Batı Dünyasında, çoğumuz iki ya da üç ilişki ya da evlilik yaşayacağız, ve bazılarımız bunu aynı kişi ile yapacak. | TED | وهكذا عندما يأتي عندي زوجان عقب علاقة لأحدهما تم انكشافهما سأخبرهما دوما بهذا: اليوم في الغرب الكثير منا ستكون لهم علاقتان أو ثلاث أو زواج وبعضنا سيقومون بها مع الشخص نفسه |
Bence Cam bu yeni eşcinsel kişiliğini çok sevecek Chuck. | Open Subtitles | أعتقد بأن كامب ستكون سعيده مع الشخص الجديد |
Sheldon, doğru kişiyle birlikteysen sorun çıkmaz. | Open Subtitles | شيلدون ان كنت مع الشخص الصحيح سيكون الامر على ما يرام |
Sen o gemide aşık olduğun insanla birleşmelisin. | Open Subtitles | يجب أن تكون مع الشخص الذى وجدت معه الحب على هذا المركب |