Sonuç olarak, kızlarla başarılı bir çevrimiçi topluluk oluşturduğumuzu düşünüyoruz. | TED | لذا، فإننا نشعر بأننا شكلنا مجتمع إلكتروني ناجح مع الفتيات. |
Ve şimdi birden seni okulda kızlarla gezerken görüyorum ve gayet iyisin? | Open Subtitles | وبعد ذلك رأيتكِ تمشين بجوار المدرسة مع الفتيات وكنتِ بخير تماماً ؟ |
Bu isimleri söz konusu tarihlerde ölen genç kızlarla karşılaştıracağız. | Open Subtitles | سنستعملها لمطابقتها مع الفتيات المراهقات اللواتي متن في التواريخ المذكورة |
Hadi ama, şehirde bir kızlar gecesi yapmak eğlenceli olabilir. | Open Subtitles | بربك، قضاء ليلة مع الفتيات في البلدة قد يكون مسليًا |
kızlara da iyi davranın çünkü sizin için önemli olacaklar, yemin ederim. | Open Subtitles | و تكونان لطيفين مع الفتيات أيضاً لأنهم سيكونون مهمات لكما، أقسم لكما |
Dünya, kızların kendi kendilerini destekleyebilecek türden bir yer değil. | Open Subtitles | العالم ليس متعاونا مع الفتيات اللواتي لا يستطعن دعم أنفسهن |
Evet, o da var, ama videolarında... kızlarla hiç sevişmiyorsun. | Open Subtitles | نعم، لكن أعني في فيلمك لا تمارس الجنس مع الفتيات |
Bütün hafta çalışıyorum ve bugün de kızlarla olma günüm. | Open Subtitles | أنا أعمل طول الأسبوع واليوم هو يومي لأكون مع الفتيات |
Okuldaki kızlarla takılmayı denedim ama bu sefer işler iyice karıştı. | Open Subtitles | انا حاولت ان امارس مع الفتيات في المدرسة لكن ذلك تعقد |
kızlarla muhabbetim iyi değildir ama o kadar da değil. | Open Subtitles | ليس لدي كلامٌ جيدة مع الفتيات لكنه أفضل من ذلك |
Sana yemek teklif ettim, içecek teklif ettim. Çağırdığım kızlarla parti yapalım dedim. | Open Subtitles | أليس كذلك, عرضت عليك الطعام والشراب و الحفلة مع الفتيات الذي حصلت عليهم |
Gordon'a bir sorayım bu aksam kızlarla ilgilenebilirse olabilir aslında. Hayır... | Open Subtitles | . ساتأكد من قوردن، اذا بأمكانه البقاء مع الفتيات هذه الليلة |
Okullara gidiyorum. Genç, Müslüman kızlarla konuşuyorum. Onlar da genç yaşta kendi isteklerinin dışında evlendirilmeye karşılar. | TED | انا اذهب الى المدارس لاتكلم مع الفتيات المسلمات الصغيرات حتى لا يقبلو بأن يزوّجو ضد رغبتهم في سن صغيرة |
Sadece, bilmiyorum. Şimdi kızlarla olmak istiyorum. | Open Subtitles | فقط أنا لا أعرف ، أنا أرغب بالسكن مع الفتيات حالياً |
kızlarla da böyle olabilseydim eğer! Hala bir bakir olmayacaktım. | Open Subtitles | لو كنت بهذه البراعة مع الفتيات ما كنت لأفوّت عليّ فرصاً كثيرة لأفقد عذريتي |
Yüksek rütbeli bazı polisler kızlarla samimi anlaşmalar yapıyorlar. | Open Subtitles | البعض من الكبار لهم ترتيب أكثر عمقآ مع الفتيات |
Genç kızlar ve yaşlı kadınlar konusunda oldukça şanslıdır. | Open Subtitles | انه يحقق دائما نجاحا عظيما مع الفتيات الصغيرات والنساء العجائز |
Kağıt oynadığını düşünmezdim. Daha çok sosyal aktivite. kızlar toplaşıp sakız patlatıyoruz. | Open Subtitles | ا انتي لاعبة ورق؟ انه نشاط اجتماعي فقط اتجمع فيه مع الفتيات للترفيه |
kızlara da iyi davranın çünkü sizin için önemli olacaklar, yemin ederim. | Open Subtitles | و تكونان لطيفين مع الفتيات أيضاً لأنهم سيكونون مهمات لكما، أقسم لكما |
Ona bakma sen, sadece kızların gözünde sevimli yavru köpek olmaktan dolayı mutsuz. | Open Subtitles | لا، إنه .. إنه فقط مستاء بشأن حالة جرو الكلب اللطيف مع الفتيات. |
Penny öyle olduğunu söylüyor ama kızları bilirsiniz. | Open Subtitles | يبنى قالت هذا . ولكن انت تعلم مع الفتيات يتعلقون |
Tabii, eğer bir kaç yılını kız uyuşuk uyuşuk içerken ve zayıf Beyaz Rus'larla takılırken ödev yaparak geçirmek istiyorsa. | Open Subtitles | طبعا , إذا وافق على قضاء سنتين في القيام بواجباتها بينما تشرب و هي فاقدة الوعي مع الفتيات الروسيات البيض |
Demek istediğim kızlarla konuşamıyorum. Ne zaman bir kızla konuşmaya kalksam her şeyi berbat ediyorum. | Open Subtitles | عندما أتحدث مع الفتيات أشعر بتوتر بتلك المنطقة |
13 yaşındayken kızlardan yana şansım yoktu. | Open Subtitles | لم يحالفني الحظّ مع الفتيات عندما كنت في 13 |
Senin her zaman Kadınlarla özel bir bağın oldu. | Open Subtitles | لديك دوماً هذه الطريقة المميزة مع الفتيات |