Üç gün önce Ben'le seks yapmayı bıraktım ve hiç Portekizce bilmiyorum. | Open Subtitles | توقفت عن ممارسة الجنس مع بين منذ ثلاثة أيام ولا أجيد البرتغالية. |
Üç gün önce Ben'le seks yapmayı bıraktım ve hiç Portekizce bilmiyorum. | Open Subtitles | توقفت عن ممارسة الجنس مع بين منذ ثلاثة أيام ولا أجيد البرتغالية. |
Carol ve Susan'la konuşursam onları Ben'le Londra'ya taşınmaya ikna edebilirim. | Open Subtitles | اراهن اني لو تحدثت لكارول وسوزان يمكنني اقناعهما ان ينتقلا للندن مع بين |
Burada olan durum ve Ben'le olan durum arasındaki bağlantıda haklı. | Open Subtitles | إنه محق في ما يقول بخصوص الترابط بالذي حدث مع بين وعما حدث هنا |
Ben ile ilk taşındığımızda yalnız olduğunu zannettiği zamanlarda kendi kendine konuştuğunu öğrendim. | Open Subtitles | عندما انتقلت للعيش مع بين اكتشفت انه عندما يكون لوحده ,يقول لنفسه خطاباً صغيراً |
Selam. Swipe davulcusu Ben'le Londra'da olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | مرحبا، اعتقدت انك في لندن مع بين من فرقة سوايب. |
Bak, sen git Ben'le konuş ben de ne zaman ihtiyacın olursa buradayım. | Open Subtitles | اسمعِ اذهبي وتحدثي مع بين ..وأنا سأكون هنا كلما احتجتِ إلي |
Belki de o gün o otobüste olamadığım ve Ben'le yaptıklarım yüzünden kendimi suçladığım içindir. | Open Subtitles | لعدم وجودي بالحافلة معك و لما قُمت به مع بين |
Ben'le bardan ayrılan adamlardan biriymiş ama enteresanlıklar burada bitmiyor. | Open Subtitles | كان احد الاشخاص الذين غادروا مع بين لكن ليس هذا الامر الاكثر اثارة |
Akşam 10 gibi Ben'le beraber bürodaydık. | Open Subtitles | كنت أعمل متأخراً في المكتب مع "بين"، كانت الساعة العاشرة تقريباً. |
Ben'le olan ilişkinin onu deli ettiğini söyledi. | Open Subtitles | مع أخوه و قد قال أن علاقتك مع بين تقوده إلى الجنون , |
Ben'le ne kadar mutlu olduğumu fark edecektir. | Open Subtitles | ربما سيرى كم أنا سعيده مع بين أوه,بين,بين,بين! |
Ben'le bir sorunun olduğunu görüyorum. | Open Subtitles | أعرف أنه لديك مشكلي بوجودي مع بين |
Aslında Ben'le konuşacaktım. | Open Subtitles | انا هنا بالواقع لا أتكلم مع بين |
- Ne oldu? Toby Cavanaugh, Emily yüzünden Ben'le kavga etmiş. | Open Subtitles | توبي كافانج تعارك مع بين على ايميلي |
Ama Ben'le bütün bu yavaşça ilerleme oldu, yani- | Open Subtitles | لكن مع بين كان هناك ذلك الاستعداد |
Ben'le beraberken kendimi çok kötü hissediyorum ve her şey yolundaymış biri davranıyorum. | Open Subtitles | التسكّع مع (بين و فقط الإدّعاء أن كل شيء بخير. |
Bunu Carol ve Ben'le de yaşamıştık. | Open Subtitles | شهدت هذا مع بين وكارول. |
Hayır. Randevusu var. Ben'le birlikte yemek istiyormuş. | Open Subtitles | كلا, لديها موعد, تودّ أن تنتظر, وتأكل مع (بين) |
Sen, Ben ile konuş. | Open Subtitles | انظري, أنت سوف تتحدثين مع بين و أنا سأخبر الجميع |
Elena tabii ki yanılıyor. Ben ile gitmeyi aklımdan bile geçirmem. Haksız mıyım? | Open Subtitles | (إيلينا) من الواضح مخطئة, لا يمكنني التفكير حتى في الذهاب مع (بين), صحيح؟ |