Çünkü geçen gece Lori burada ayrılığımızı anlatan bir şarkı söylerken dışarıda Jessi'yle işi pişiriyordum. | Open Subtitles | لأنني خرجت مع جيسي الليلة الماضية بينما كانت لوري في الغرفة المجاورة تغني اغنية عن انفصالنا |
Jessi'yle tekrar bağlantı kurmam gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | يقول بأنه من الضروري أن اعيد علاقتي مع جيسي |
Diyelim ki sadece Eva'nın Jesse ile daha fazla ilişkisi vardı oldukça tatsız bir pozisyon. | Open Subtitles | دعونا نقول أن إيفا تعاملت مع جيسي أكثر من أي منا؛ موقف لا تحسد عليه إلى حد ما |
Jesse ile buradan dışarı yürüyeceğim ve sen parayı aldın. | Open Subtitles | وأنا سوف المشي للتو من هنا مع جيسي ... ... و كنت حصلت على المال. |
Şurada Jesse'yle dans etmek isteyen kızlar var. | Open Subtitles | فتيات كثيرات يأملن الرقص مع جيسي |
Sırf sen artık Cade ile görüşmüyorsun diye benim de Jessie ile görüşmemem gerekmiyor. | Open Subtitles | فقط لأنك لم تعد صديق كايد فذلك لا يعني ان تتوقف صداقتي مع جيسي |
Evde olmadığım zaman Jesse'nin yanındaydım. Üç nedeni vardı: | Open Subtitles | عندما لم أكن بالبيت، كنت في أي مكان مع جيسي كَانَ لثلاثة أسبابِ |
Jessi ve benim paylaştığımız bir geçmişimiz varsa bir başkasından önce bunu öğrenmeliydim. | Open Subtitles | لو أنني مع جيسي نتشارك التاريخ اعرف بأن عليّ بفهمه قبل أي شخص آخر |
Beni Jessie'yle beraber görmek seni kıskandırdı sanki. | Open Subtitles | لدي إنطباعاً أنكِ شعرتي بالغيرة عندما رأيتيني مع جيسي |
Ve Jessi'yle temas kurmaya çalışırsan yemin ederim hakkında şikayette bulunurum. | Open Subtitles | . . و اذا حاولتي التواصل مع جيسي بأي شكل سأبعث لهم بالشكوى ,اعدك بذلك |
Birkaç gün içinde Jessi'yle bir seansı var. | Open Subtitles | لديها جلسة اخرى مع جيسي بعد عدة ايام |
Jessi'yle bir kafedeyiz. | Open Subtitles | اتناول العشاء في مكان ما مع جيسي |
Jessi'yle olan durum Kyle'ınkinden farklı. | Open Subtitles | الوضع مختلف مع جيسي مما كان مع كايل |
Jessi'yle misin? | Open Subtitles | هل أنت مع جيسي ؟ |
Jesse ile konuşmaya çalıştım ve beni başından savdı. - Kapısını bile açmadı. - Betty, çok üzüldüm. | Open Subtitles | لقد حاولت التحدث مع "جيسي" لكنه يتجاهلني، حتى انه لم يجب على الباب |
Şefin oğlunun Jesse ile oynarken sol kolunu kırdığı zamanı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أأتتذكرين عندما إبن رئيس الإطفائية كان يلعب مع ( جيسي ) ثم وقع و كُسرت ذراعه اليسرى ؟ |
Nate'in cinayet dosyasını FBI'dan alabilirsen Jesse ile işin üstüne biz gideriz. | Open Subtitles | لو تمكنت من الوصول لملف القضية سأباشر العمل عليه مع (جيسي) |
Bak, bu hayali Jesse'yle yaşayacağını sanmıyorum, ama en azından ona kimsenin Betty Suarez'e bu şekilde davranamayacağını söylemelisin. | Open Subtitles | لا تعتقدي بأنكِ ستحصلين على ذلك الخيال مع "جيسي" لكن في النهاية، يجب ان تخبريه ان لا احد يعامل "بيتي سواريز" مثل هكذا |
- Jesse'yle konuşmak için gelmiştim. | Open Subtitles | هل يمكنني مساعدتكِ؟ انا هنا للتحدث مع "جيسي" |
- Teşekkürler Bob. - Özellikle de Jesse'yle gelmene çok sevindim. | Open Subtitles | شكرا يسرني أنك اتيت مع جيسي |
Jessie ile olduğum gibi beraber olmayabiliriz ama ama hala arkadaş olabiliriz. | Open Subtitles | نحن قد لا نكون سوية بتلك الطريقة مع جيسي ومعي لكن نستطيع أن نكون أصدقاء |
Jessie ile ilişkimi bitirdim. | Open Subtitles | انهيتها مع جيسي تستطيع ان تنتشر الكلمة. |
Jesse'nin bu dünyada kalmasına verdiğin tepkiye aşırı şaşırdım. | Open Subtitles | أنا كان سوبر فوجئت في كيفية تهدئة كنت مع جيسي البقاء على هذه الأرض. |
Bomba patlamadan önce,Jesse'nin telefonda konuştuğu kişi olsa gerek. | Open Subtitles | حسناً، لابدّ أنّه كان الشخص الذي كان مع (جيسي) على الهاتف في الدقائق التي سبقت إنفجار القنبلة. |
Jessi ve sen kayıpken çalmamı istediğin şarkı. | Open Subtitles | تلك التي طلبت مني سماعها عندما ذهبت مع جيسي لمكان ما |
Jessie'yle. | Open Subtitles | مع جيسي. |