"مع شخصٍ" - Traduction Arabe en Turc

• biriyle birlikte
• bir adamla
• Öyle biriyle asla

Sırlar ve yalanlarla yaşamaktan hoşlanan biriyle birlikte olabileceğimi de sanmıyorum.
و لا أعلم ما إذا كُنتُ سأكون سعيدة مع شخصٍ يعيش معهما و هو مُرتاح.

8 yaşından beri bakir biriyle birlikte olmamıştım.
لم أكُن مع شخصٍ بتول منذُ أن كنتُ في الثامنة من عمري

Sen hakların oldu, ve senin hakların oldu çünkü kadın ve eşcinsellere destek vermeyen biriyle birlikte olmam.
حقوقكم هي ماحصلت لإني لاأستطيع البقاء مع شخصٍ لايناصر المثليين والنساء

bir adamla buradaydı. Eski dostlar gibi muhabbet ediyorlardı.
البارحة، كان هنا مع شخصٍ ما، يتحدثان و كأنهما صديقان قديمان

Öyle biriyle asla sağlıklı bir ilişkiye sahip olamazsın.
لن تتمكنّي من الحصول ، على علاقةٍ صحيّة . مع شخصٍ مِثله

Ben, bu denli istikrarsız biriyle birlikte olmak için fazla istikrarsızım.
وأنا غير مستقرّ أن أكون مع شخصٍ غير مستقرّ

Her defasında tamamen farklı davranan biriyle birlikte olamam.
لا أريد أن أكون مع شخصٍ يتغيّر عليّ في كلّ مرة أكون معه ..

Ailenin tamamen... kendini sana adayan biriyle... birlikte yaşadığını bilmelerini istiyorum.
أردت فقط أن يعلم والداكِ، أنكِ تعيشين مع شخصٍ مُخلص من أجلكِ تماماً.

biriyle birlikte olduğumu hatırlıyorum.
انا اتذكر وجودي مع شخصٍ ما، هل تعلمين؟

Dünyaya biriyle birlikte gözlerimi açtığımı.
كما انني جئتُ الى العالم مع شخصٍ ما

Benden utanmayan biriyle birlikte olmayı hak ediyorum.
أستحق أن أكون مع شخصٍ يفتخر بي

Geç kaldık, artık başka biriyle birlikte.
لأنها بالفعل مع شخصٍ آخر

Başka biriyle birlikte izlemek daha iyidir.
يُفضّل مشاهدتها مع شخصٍ آخر.

Sevmediği biriyle birlikte oluyor.
كونها مع شخصٍ لا تحبّ

Belki Blaine, her gülümsediğinde üst dişlerini aldırmış gibi görünen biriyle birlikte olmak istemedi ya da Andy Dick'in ayrıntılı, erotik rüyalarından bir ekstra gibi giyinen biriyle.
ربما (بلين)لم يريدُ بأن يكونَ مع شخصٍ يبدو وكأنهم أزالوا أسنانه الإصطناعية كلما إبتسم

Ama ona içki ısmarlayan başka bir adamla ayrılmış.
ولكنها رحلت مع شخصٍ آخر كان قد إشترى لها شراباً

Eğer ben, bir adamla işteysem, ve o, benim kızımın peşindeyse, derim ki, "O, dürüst müdür? O, iyi bir adam mıdır?
لو كنت في تجارةٍ مع شخصٍ ما، ودخل في علاقة مع إبنتي سأقول "هل هو صادق؟

Stacey gidip dalyan gibi bir adamla yatmalı ki Dylan kıymetini anlayabilsin
إن (ستيسي) بحاجة لأن تقيم علاقةً مع شخصٍ جذّاب للغاية. وبتلك الطريقة يدرك (ديلان) ما كان لديه ويقدّر ذلك.