"مغلقاً" - Traduction Arabe en Turc

• kapalı
• kilitli
• kapalıydı
• kilitliydi
• sıkı
• kilit
• kapat
• kapatıldı
• kapalıymış
• kapanmış
• kilitliymiş
• kapa
• mühürlü
• kapalıdır
• kapatayım

Çenesini kapalı tutmayı bilen bir tek o var tanıdığım bazı insanların aksine.
هو الوحيد الذي يعرف كيف يبقي فمه مغلقاً على خلاف بعض من أعرف.

Kapı kapalı bir şekilde bu odada kalmanı istiyorum, tamam mı?
أريد منكِ البقاء بهذه الغرفة و إبقاء الباب مغلقاً , حسناً؟

Karşılığında, birisi seninle konuştuğunda konuşmanı aksi takdirde çeneni kapalı tutmanı bekliyoruz.
،في الغالب نتوقع منك ..الكلام عندما تحدث وماعدا ذلك ابق فمك مغلقاً

O kapı gece kilitli olmalı.
. المدخل من المفترض أن يكون مغلقاً فى الليل

İki hafta önce cinayet büroyla oralara gitmiştim. Hala kapalıydı.
و كنت بتحقيق بجواره منذ أسبوعين و كان مازال مغلقاً

Kısaca hangi gey bara gidersen git, çeneni kapalı tut. İzliyordum onu.
لذا لا يهم في أي حانة سينتهي بك الأمر إبق فاك مغلقاً.

Aslında, en iyisi hiçbir şey söyleme. Çeneni kapalı tut.
في الواقع، لا تقول أي شيء إطلاقاً إبق فمك مغلقاً

Kimseyle konuşmayın, kimseyle davayı tartışmayın ve çenenizi kapalı tutun.
لا تتحدث مع أحد، ولا تناقش القضية وأبقي فمكَ مغلقاً

Peki o zaman şu köşeye oturup çenemi kapalı tutarım.
حسناً اذا أنا فقط سأجلس في الركن وأبقي فمي مغلقاً

Peki sen neredeydin, aptal kafa? Kapıyı hep kapalı tuttum, ama o hep açık bıraktı.
لقد أبقيت الباب مغلقاً ولكنها استمرت في فتحه

Eğer akıllıysan, eğer çeneni kapalı tutup daha fazla karışmazsan... bir sürü paran olur.
لو كنتى ذكية , فأبقي فمك مغلقاً و لا تتطفلي و ستنالين المال بكثرة

Ama ana fikir eğer burnunu boka sokarsan, ağzını kapalı tut.
ولكن النقطة الأساسية هي : عندما تقحم نفسك بالمشاكل أبقي فمك مغلقاً

Sınav kitapçığınızı alınca, lütfen masada kapalı tutun.
عند استلامكم دفتر الامتحان ابقوه من فضلكم مغلقاً على الطاولة.

Dün dükkanın 2 saat boyunca kapalı kaldığını söylediler.
قال ان المتجر كان مغلقاً لساعتين في الأمس

İki hafta boyunca çeneni kapalı tutmazsan sınıfta kalırsın. Umarım beni anlamışsındır.
أبق فمك مغلقاً خلال الأسبوعين القادمين وإلا سأرسبك ، نهاية القصة

- Hiç kimse. kapalıydı. - Adam da içeri de kilitli miydi ?
لا أحد, كان مغلقاً وهذا الرجل مقفل عليه؟

Belki buna odanda devam etmeliyiz kapı kapalı ve kilitli olarak.
ربما علينا إنهاء هذا في غرفتكِ, مع الباب مغلقاً و مقفلاً, اعني..

Öncelikle, ağzım kapalıydı ve ikici olarak şu kaburga dolmasının kokusunu alıyor musun?
حسناً، أولاً فمي كان مغلقاً وثانياً هل تستطيعين شم رائحة اللحم المشوي ؟

Ev, İlk Komünyon nedeniyle kapalıydı.
المنزل كان مغلقاً بسبب قريب من الدرجة الأولى

Kapı içeriden kilitliydi ve ben kapıyı kırmak zorunda kaldım.
الباب كان مغلقاً من الداخل و كان علي أن أحطمه

- Ne istiyorsun? - Ağzımı sıkı tutman için beni nasıl ikna edeceksin, bilmek isterim.
أريد أن أعرف كيف ستقنعني .أن أبقي فمي مغلقاً

Değil. Yeterince uzun bir süre kilit altında kaldı, sanırım.
لا، أعتقد أنه كان مغلقاً لوقت كافٍ.

Ben söyleyince ağzını kapat, anladın mı?
أبق فمك مغلقاً وافعل ما أقوله ، اتفقنا ؟

Ben söylendi çünkü kapı benim için özel olarak kapatıldı.
لأنه قيل لي أن الباب كان مغلقاً بالأخص لي

Bildiğimiz kadarıyla ev içerden sımsıkı kapalıymış.
بحسب ما نعلمه أن منزلها كان مغلقاً بإحكام و بشكل تام

Bak, köprülerin kapanmış olması umrumda değil.
أنظري ، أنا لا أهتم ما هو الجسر الذي مازال مغلقاً

Kafesi hala kilitliymiş. Zorla açıldığına dair bir işaret yok.
القفص مازال مغلقاً وليس من علامة لأي اقتحام

Bak, bunda çok iyi değilim, yani çeneni kapa ve dinle beni.
انظر، لست جيدة في مثل هكذا أمور، لذلك ابق فمك مغلقاً وأنصت

" 3 yıldır mühürlü olan kapı açılmak üzere."
الباب الذي كان مغلقاً لمدة ثلاث اعوام سينفتح

Dükkan karanlık. Belki kapalıdır.
المتجر مظلم , ربما يكون مغلقاً

Biliyorum tatlım. Bu açık mı kalsın, kapatayım mı?
أعلم هذا عزيزتي أتريدين الباب مغلقاً أم مفتوحاً؟