Bu aslında bir konuşmacının bir konuşmadan sonra yapabileceği en korkunç şey. | TED | هذا بالظبط أكثر شئ مفزع يمكن أن يفعله متحدث بعد إلقائهم خطاب. |
Üzgünüm, tatlım. Düşmanımız el sıkışmak için fazla korkunç biri. | Open Subtitles | آسف يا عزيزتي، عدوّنا مفزع فلا تكفي للطمأنة إمساك يدك |
Beklentiler içinde yer alan şeyler oldukça kötü'den korkunç, korkunç,korkunca doğru olacak. Eğer elinden gelebilen en iyisini yaparsa, | TED | أى نتيجة فى المدى، من سيء إلى مفزع للغاية سوف تحدث. |
Daha yeni uyandıysan, onu tanımıyorsan ve belki biraz da ırkçıysan korkutucu gelebilir sanki. | Open Subtitles | أعتقد أن الأمر مفزع بعض الشيء، إذا استيقظت لتوك وكنتِ لا تعرفينه، وإحتمال كونك عنصرية قليلًا |
Gördüğüm en ürkütücü korkuluk olmalı bu. | Open Subtitles | لابد أن هذا أكبر خيال مآتة مفزع رأيته بحياتي |
Berbat bir manzara, ve korkunç bir ses bir adamı dinlemek ruhunu çeken borunun ucundaki delikten. | Open Subtitles | إنه منظر مفزع وصوت مرعب عندما تسمع رجلا يمتص روحه عبر أنبوب المخدرات |
Tatlım benim, bunun ne olduğunu bulamasak da sanırım ikimiz de korkunç olduğu konusunda hemfikiriz. | Open Subtitles | نستطيع ان نتجادل بمسمّاه لكن اعتقد ان كلانا يعتقد انه مفزع |
Vay canına, korkunç! - Bu gece gözüme uyku girmez. | Open Subtitles | اوه , واو , مفزع لا أدري كيف سأنام الآن |
Bu gece Manhattan'da korkunç bir gelişme oldu iki ebeveyn, kızlarının önünde aşırı dozda uyuşturucu sebebiyle öldü. | Open Subtitles | تطور مفزع اليوم في مانهاتن حيث توفي والدان بسبب جرعة مخدرات زائدة امام ابنتهما |
Onlara göre Savage tarihin doğal bir seyri, o seyir ne kadar korkunç olursa olsun. | Open Subtitles | طبقًا لرأيهم، فهو جزء من المسار الطبيعي للتاريخ مفزع مثل ذلك المسار |
Böylece Medicine Ball Caravan (Sağlık Topu Karavanı) adlı oldukça korkunç bir filmde doktor oldum. | TED | وقلت، نعم، أرغب في ذلك، ولذا أصبحت طبيباً في فيلم مفزع بشدة يسمى " كرفان كرة الطب." |
Bu korkunç! Yakalanmamak için onca eziyete katlandık. Evet. | Open Subtitles | هذا مفزع ، بعد هذه المعاناه الكل يخدعنا |
Çözümü biliyoruz...ama... sadece düşünmesi bile çok korkunç. | Open Subtitles | ... نحن نعي الحل , انه . مفزع جداً لأن يتغير |
Ekibim korkunç bir keşif yaptı. | Open Subtitles | حضرة المفوض، وقع طاقمي على اكتشاف مفزع. |
Bir vaşak gibiyim. korkunç yani. | Open Subtitles | مثل القطه الشرسه انت تعلم هذا مفزع |
Geçen yaz korkunç bir olay yaşadık. | Open Subtitles | تعرضنا لموقف مفزع الصيف الماضي |
Sana kaç defa bunun korkutucu olduğunu söyleyeceğim! | Open Subtitles | كم يجب أن أخبرك أن هذا مفزع |
- Bizim Tanrı'mız ürkütücü bir Tanrı'dır. | Open Subtitles | - [أوكونور] اللهنا الله مفزع. - [كونجريجانتس] آمين! |
Ne kadar da şaşırtıcı. Umarım onun sözünü doğru kabul etmemişsinizdir. | Open Subtitles | حسنا ، ذلك مفزع أتمنّى أنّك لم تثقى بكلامه |
Son zamanlarda havalı ve tüyler ürpertici bir şeyler yaptınız mı? | Open Subtitles | هل قُمتَ بشئ جميل أو مفزع مؤخراً |
Böyle bir şeyin olması insanı şok ediyor. | Open Subtitles | إنه شيء مفزع جدا أن يحدث شيء كهذا |
Atom Bombasının verdiği hasar Dehşet verici... | Open Subtitles | الدمار الذي نتج من القاء القنبلة النووية كان مفزع |