Hawken insanoğlunu uçurumdan çıkartarak iş ve endüstriyi kurtardı çünkü, biosferin kontrolsüz azalışı ile birlikte, burada çok değerli bir kişi risk altında -- açıkçası, kabul edilemez bir risk. | TED | لقد وازن هاوكنز بين العمل التجاري والصناعة ليقودوا بذلك البشرية بعيدًا عن الهاوية لأن مع تضرر المحيط الحيوي المستمر والغيرمحسوب سيكون شخصًا عزيزًا جدًا في خطر خطر غير مقبول بالمرة |
Haklısınız, çizmeyi aştı. Bu davranışları asla kabul edilemez. | Open Subtitles | انك على صواب ان سلوكة غير مقبول بالمرة. |
Hayır, bu kesinlikle kabul edilemez. Ara onu hemen. Ara hadi. | Open Subtitles | هذا غير مقبول بالمرة اتصل به الآن |
Birçoğunuzun dün gece çalıştığının farkındayım ama açıkçası bu durum kabul edilemez. | Open Subtitles | لقد تحصلت على مفاجئة في هذا الصباح بأن على مايبدو شخص ما منكم قد نسى اغلاق باب البراد الأن, اعرف معظمكم لم يكن يعمل في ليلة أمس وهذا بشكل واضح ليس مقبول بالمرة |
Mindy okuldaki o kızlara yaptığın şey, kabul edilemez bir şey. | Open Subtitles | (ميندي) ما قمتِ بهِ لتلك الفتيات في المدرسة غير مقبول بالمرة. |
Hayır, bu kesinlikle kabul edilemez. Ara onu hemen. Ara hadi. | Open Subtitles | كلا ,هذا غير مقبول بالمرة اتصل به الآن |
Bu tamamen kabul edilemez. | Open Subtitles | غير مقبول بالمرة |
Bu kabul edilemez. | Open Subtitles | لذلك ان هذا غير مقبول بالمرة |
Bunu kabul edemem. | Open Subtitles | هذا غير مقبول بالمرة |
kabul edilemez. | Open Subtitles | لهو أمر غير مقبول بالمرة |
- kabul edilemez. | Open Subtitles | -غير مقبول بالمرة |
Bu, kesinlikle kabul edilemez bir şey! | Open Subtitles | ! هذا شئ غير مقبول بالمرة! |
Kesinlikle kabul edilemez bir şey. | Open Subtitles | -وذلك غير مقبول بالمرة . |