Onu izlediğimiz süre içinde tüm eşyalarını karton kutulara koydu, avukatına ve dört bankaya uğradı. | Open Subtitles | خلال مراقبتنا له قام بوضع مقتنياته في صناديق زار مكتب محاميه و 4 مصارف |
En kötüsü, eşyalarını koruyan holografik bir şövalye var. | Open Subtitles | في أسوأ الحالات ..لديه فارس طيفيّ يحمي مقتنياته {\pos(190,210)} |
eşyalarını bırakmış. | Open Subtitles | فقد ترك مقتنياته |
William öldükten sonra, ...hizmetkarların hepsi eşyaları çalıp gittiler. | Open Subtitles | في الليلة التي تلت وفاة ويليام بدأ خدمه يسرقون مقتنياته |
- Kişisel eşyaları arasında yoktu. - Hayır. | Open Subtitles | ليس هناك دفتر مذكرات بين مقتنياته - كلاّ - |
Eger mekâni görüp ortamdakiler üstünde çalisirsa bizim atladigimiz bir sey görebilir. | Open Subtitles | إن استطاع التفاعل مع المكان و دراسة مقتنياته -يمكن أن يرى شيئاً لا نستطيع رؤيته |
Eric döndü. Sadece kalan eşyalarını topluyor. | Open Subtitles | لقد عاد (إريك), انه يأخذ آخر مقتنياته |
Bir iş kartı ya da kişisel eşyaları... | Open Subtitles | بطاقه عمل او بعض من مقتنياته |
- Peki ya eşyaları? | Open Subtitles | ماذا عن مقتنياته ؟ |