"مقدساً" - Traduction Arabe en Turc

    • kutsal
        
    • kutsaldır
        
    • dini
        
    Ben nikahımda onu sonsuza dek korumak için kutsal bir yemin ettim. Open Subtitles لقد أخذت على نفسي عهداً مقدساً يوم زفافي أن أستأثر بها للأبد
    Kurbanını sırtından vuran bir kutsal savaşçı gördün mü hiç? Open Subtitles هل قابلت من قبل محارباً مقدساً يطعن ضحيته في ظهره؟
    Ünlü ateist için kutsal olan birşey var mıdır ki? Open Subtitles من المحتمل أن يكون هناك شيئاً مقدساً إلى الملحد المحتفى به
    Şey, nehrin suyu pek kutsal değildir ama, yine de işe yaradı. Open Subtitles حسناً ، ماء النهر ليس مقدساً وقام بنفس الأمر
    Belki o cadı kutsaldır ya da kutsal bir yerde gömülüdür? Open Subtitles ربما أن الساحر كانَ مقدساً أو دفنَ في أرضٍ مقدسة؟
    kutsal anlaşmayı bozdun ve tüm diyeceğin bu mu? Open Subtitles لقد إنتهكت عهداً مقدساً وهذا كل مالديك لتقوله؟
    Emily'nin mezarı dünyanın her yerinden ziyaretçi çeken resmi olmayan kutsal bir türbe haline geldi. Open Subtitles أصبح قبر إيميلي مزاراَ مقدساً تقصده الناس من كل أرجاء العالم
    O Çin'den kutsal bir köpeği çaldı, içine bir iğne sapladı... Open Subtitles لقد سرق كلباً مقدساً من الصين و دس فيه الابر
    Geldiğim yerde Tanrı'yı görmek, seni kutsal biri yapardı. Open Subtitles في بلادي ، رؤية الله تجعل منك رجلاً مقدساً
    Çocuk, tanrının kutsal engeller koyduğu bir yerde vücudunun en kıymetli sinirlerine zarar veren birini görmüştü. Open Subtitles الولد رأى شخصاً كان يؤذي أكثر أعصاب جسمه حساسية في المنطقة التي نصب الله فيها حاجزاً مقدساً
    Bir devi öldürmek istiyorsan, kutsal bir mızrağa ihtiyacın var. Open Subtitles تريد أن تذبح عملاقاً يجب أن تحوز رمحاً مقدساً
    kutsal ve barışçıl bir yere girdin evladım. Open Subtitles لقد دخلت مكاناً مقدساً ومليئاً بالسلام يا بني.
    Bir hayvan hem kutsal hem de leziz olabilir. Open Subtitles من الممكن أن يكون الحيوان مقدساً ولذيذاً في نفس الوقت.
    Evet hayatım ve genelde bunun kutsal olarak kalmasını isterim ama John'da beni kendine çeken bir şey var bu yüzden de seni bu akşam azad ediyorum. Open Subtitles نعم يا عزيزتي ,و بالعادة سأود أن أبقي هذا مقدساً, لكن هناك شيء ما بخصوص جون يجذبني, و لذلك ,أنا أعفيكِ من حدمتك.
    kutsal bir yemini bozup kralımı sırtından bıçakladım. Open Subtitles لقد نقضت عهداً مقدساً وطعنت ملكي من الخلف
    Düşmanın olduğumu söyledi, birdenbire onun sevgisi kutsal olurken benim sevgim arzuların karşısında engele dönüştü. Open Subtitles يخبرك أنني عدوك وبهذه البساطة، أصبح حبه مقدساً وحبي هو عائق غير ملائم لطموحاتك
    Hayvanın Av Tanrısı Artemis için kutsal olduğu ortaya çıktı ve Herkül geri getireceğine söz verdi. TED لكن الحيوان كان مقدساً لدى عملاقة الصيد "أرتميس"، لذا فقد أقسم "هرقل" أن يعيده.
    Peki ya tüm dünyadaki şu insanlar için ne diyeceksiniz; geçmişlerinden gelen bir heykeli gösteremeyen, kutsal bir metni olmayan, eski medeniyeti, ya da imparatorluğunun şanlı geçmişi hakkında konuşamayanlar? TED وماذا عن العدد الكبير من الناس حول العالم الذين لا يمكن أن يشيروا إلى نصب تذكاري من ماضيهم، الذين لا يمتلكون نصاً مقدساً مكتوباً، الذين لا يستطيعون العودة إلى الأمجاد السابقة لحضارة أو إمبراطورية؟
    Çünkü benim adım kutsaldır. Beni dinleyeceksin! Open Subtitles لأن اسمي مقدساً وأنت ستسمعني
    Boşanmanın da dini bir törenle yapılmasını isteyen Fransız yazarın dileğini ancak Japonya yerine getirebilir. Open Subtitles إنها اليابان التي تستطيع أن تحقق أمنية ذلك الكاتب الفرنسي الذي أراد من الطلاق أن يكون سراً مقدساً

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus