"مقرّبين" - Traduction Arabe en Turc

• yakındık
• Yakın
• yakınlar
• yakınlaştık
• yakınlaşıyorsunuz

Paul ile çok yakındık, ama onun bu kadar acı çektiğini bilmiyordum.
أنا وبول كنّا مقرّبين جدًا، لكن لم يكن لدي فكرة أنّه يمر بمثل هذه المعاناة.

Babanla ben yakındık.
أنا ووالدك كنّا صديقين مقرّبين.

Çocukken, biz çok yakındık.
عندما كنّا صغاراً ، كنّا مقرّبين جداً

"E" ile başlayan kelimeyi kullanmadım. Sadece "çok Yakın" olduğunuzu söyledim.
لم أقم باستخدام تلك الكلمة بل قلت بأنّكم مقرّبين بشكلٍ غريب

Eğer Yakın olduğun biriyse, bir yalan aranızı mahvedebilir. Eğer Yakın olmadığın biriyse, o kim oluyor ki ona yalan söylemeliymişsin?
إن كانوا مقرّبين لديك ستفسد علاقتكم بهذه الكذبة، و إن كانوا غرباء من يكونوا حتى تكذب عليهم؟

Nick'i ve kardeşini hiç muayene etmedim... ama bence birbirlerine çok yakınlar.
أنا لم أقم باختبار (نيك) أو أخته ولكنّهما يبدوان مقرّبين من بعضهما ..

- Neredeyse her gün. Epey yakınlaştık.
تقريباً كلّ يوم، لقد أصبحنا مقرّبين

Dikkat ettim de Sean ve sen gittikçe daha da yakınlaşıyorsunuz.
-كلاّ، لكن يبدو أنكِ و (شون) أصبحتم مقرّبين

Oysa çok yakındık.
فقد كنّا مقرّبين للغاية

Biz de yakındık.
فقد كنتُ ووالدي مقرّبين أيضاً

Stern ile, yıllar önce çalışırken, ...biz... çok yakındık.
(عندما عملت قبل سنوات مع (ستيرن كنّا مقرّبين جدًا

Epey yakındık da.
كنا مقرّبين جداً

Ama cehennemde çok yakındık.
لكننا كنّا مقرّبين جداً ... في الجحيم (أليستر)

Abimin birliğindeydi. Yakın arkadaşlardı.
كان في وحدة أخي العسكريّة وكانا صديقين مقرّبين

Az önce büyükannenle çok Yakın olduğunuzu söylüyordun.
أخبرتنا سابقاً أنّكما كنتما مقرّبين إلى جدّتك

Eskisinden daha da Yakın olacaksınız.
حتى أنكم يا رفاق ستكونون مقرّبين لبعضكم أكثر

Go'nun evine çok şey saklardı. Çok yakınlar.
إنّه يقوم بإخفاء الكثير من الأشياء عند (قو) فهم مقرّبين من بعضهما

Samantha ve ben çok yakınlaştık, o kadın ise ondan vazgeçti.
(سامانثا) وأنا اصبحنا جد مقرّبين وهذه المرأة تخلّت عنها.

Açıkçası epey yakınlaştık.
لأكون صادقة، أصبحنا مقرّبين.