Acaba geçebileceğim başka kompartıman var mı? | Open Subtitles | هل توجد مقصورة فارغة يمكنني الإنتقال إليها؟ |
Bu adamın bir yerlerde kulübesi falan mı var, diye düşündüm. | Open Subtitles | لذا ففكرت، هل يملك هذا الرجل مقصورة في مكان ما ؟ |
Her Bölüm, 45 dereceye kadar burada gördüğünüz yöneltme pusulası sayesinde düz tutulabiliyor. | Open Subtitles | وأخيراً وحدة التحكم فى الاسلحة ستقام كل مقصورة بزاوية 45 درجة باستخدام هذه البوصلات الجيروسكوبية |
Hatta bir kulübe bile yaptım, çok uzak değil buraya. | Open Subtitles | ربما حتى سأشيد لى مقصورة ليست ببعيدة عن هنا |
lokomotif bölümü, seyir bölümü, yaşam bölümü, makine bölümü, bomba bölümü ve son olarak silah denetim merkezinden oluşuyor. | Open Subtitles | مثل عربات القطار مقصورة القيادة مقصورة الملاحة السكن والوحدات الهندسية ومقصورة القنابل |
Uçağın kokpitinin de, hayatımın sonlanacağı gizli bir bölme olduğuna inandım. | Open Subtitles | كنت أؤمن أيضاً أن مقصورة الطيار مكان مقدس وأنها المكان الذى قد يصبح قبر لى |
Kocasının olmadığını bilerek Madame Doyle'un kamarasına geliyorsunuz. | Open Subtitles | ذهبت إلى مقصورة السيدة دويل مع العلم ان زوجها لن يكون هناك |
Bir arkadaşımın yedek kulübesinin arkasında yeri var. - Çok hoş. | Open Subtitles | صديق لي كان لديه مقصورة خلف القاعدة الثالثة |
Belki saklanabileceğimiz özel bir kompartıman veya tuvalet buluruz. | Open Subtitles | ربما يمكننا إيجاد مقصورة خاصة أو دورة مياه لنختبئ بها |
Lütfen bizimle üst düzey görevli kompartıman gelin Subay. | Open Subtitles | ياضابط.. أرجوك إتبعني إلى مقصورة كبار الشخصيات |
Karanlık bir sokağa, gecenin geç bir vakti, telefon kulübesi. Yani elimizde çok şey yok. | Open Subtitles | ،ليس هنالك سوى ممر ضيق وبوقت متأخر، في مقصورة اتصالات |
Senatörün kulübesi önümüzde olmalı. | Open Subtitles | يجب أن تكون مقصورة السيناتور أمامنا مباشرة |
Bölüm, Bölüm ele geçirmemiz gerekecek. - Bay Gaeta? | Open Subtitles | نحتاج الي حجزها بين مقصورة ومقصورة |
Berkshires'a gideriz diyordum. Küçük bir kulübe. | Open Subtitles | ربما نذهب لـمنتجع بيركشيرز توجد به مقصورة خاصة |
İskele tarafında bulunan, kanadın hemen yanındaki acil çıkış kapılarından girerek birinci sınıf bölümü ve pilot kabinini ele geçireceksiniz. | Open Subtitles | أريدك أن تضرب مخارج الطوارىء على الجناح هنا... وهنا وأن تخلي مقصورة الدرجة الأولى... |
Bu sırt çantası g,yenin dahi haberinin olmadığı, gizli bir bölme içeriyordu. | Open Subtitles | تلك الحقائب المطوية كانت تتضمن مقصورة مخبأة في البطانة الداخلية و كان هذا أمر غير معروف حتى لدى الشخص الذي يلبسها |
- Pennington'ın kamarasına bakmadık. | Open Subtitles | كنت قد نسيت اننا لم ننظر في مقصورة بنينجتون بعد |
Hansen'in kulübesinin dışındaki yırtıcı hayvan afişinin orda benimle buluşmalarını söyleyin. | Open Subtitles | أخبرهم أن يلتقوا بي عند الإشارة بجانب مقصورة هانسون |
Bu, bilgisayar tarafından tasarlanmış bir kabin bölmesinin 3B gösterimi. | TED | هذا قسم مقصورة ذات صورة ثلاثية أبعاد صممها حاسوب. |
Ama babaları ölmeden önce Trapingus Koyu'nun kenarındaki bir kulübede yaşıyorlarmış. | Open Subtitles | لكن قبل أن يموت والدهم عاشوا في مقصورة خارج خليج ترابيجوس |
Sana telefon kulübesinden, telefon kulübesine gitmen için biraz zaman vereceğim. | Open Subtitles | سأعطيك مهلة للتنقل من مقصورة هاتف إلى أخرى |
Opera binamı inşa ederken sana özel bir loca ve kırmızı kadifeden bir koltuk koydurmaya özellikle dikkat edeceğim. | Open Subtitles | عندما أبني دار اﻷوبرا.. سأحرص على إفراد مقصورة لك ذات مقعد مخمليّ |
Arkadaş gibi görünmüyorlar ama aynı kompartımanda kalıyorlar. | Open Subtitles | قد لايبدو عليهم انهم رفاق ولكنهم فى مقصورة معا |
Kettering'i kızımın kompartımanında gördüğünü söyleyen bir tanığımız var. | Open Subtitles | لدينا شاهدة تقول انها رات كيترينج فى مقصورة ابنتى |
Uçuş görevlileri, lütfen yolcuları karşılamak için elinizden geleni yapın. lütfen bütün yolcuları bu kabine toplayın. | Open Subtitles | الطاقم, الرجاء وضع الركاب في مقصورة آخرى |