Joe, sana yerine otur derdim ama bunu söylemek için 15 yıl geciktim. | Open Subtitles | جو قد أطلب منك الجلوس في مقعدك لكني سأكون قد نأخرت 15 عاماً |
Devam et. koltuğuna otur. Arkaya geç. | Open Subtitles | ادخلي حبيبتي واجلسي في مقعدك واربطي الحزام جيدا |
- Müsaadenizle, madame, bir saniye yerinize oturabilir miyim? | Open Subtitles | لو سمحتِ لي يا سيدتي هل يمكن أن أستخدم مقعدك قليلاً ؟ |
Arka koltuğun altına saklanmıştı bu. Kaydedilmemiş ön ödemeli telefon. | Open Subtitles | هذا مخفي تحت مقعدك الخلفي دفعات غير مسجلة أينما تذهب |
Sorun değil, koltuğunun altından bir çift pil yuvarlandı. Dürt. | Open Subtitles | لا مشكلة ، سأستعمل البطاريات التي انزلقت من أسفل مقعدك |
Bakar mısınız? İsterseniz oturun. | Open Subtitles | أرجو المعذرة يا سيدي لم لا تعود إلى مقعدك فحسب؟ |
Her şey yoluna girecek. koltuğunuza dönmenize yardım edeceğiz. | Open Subtitles | كل شيء سيكون بخير. سوف نساعدك للعودة إلى مقعدك. |
Andrew buraya gel. yerin burası. Tamam. | Open Subtitles | أندروا ، من هنا ، هذا مقعدك لنقوم بالجلوس |
Evet, geç yerine, seni kokulu küçük köpek pipisi. | Open Subtitles | حسناً, اذهب إلى مقعدك ياقضيب الكلب العفن الصغير |
Git bir yere otur demedim, kendi yerine otur dedim. | Open Subtitles | لم أقل اجلس بأي مقعد، بل قلت مقعدك أي المحدد لك |
Tatlım, teneffüs vakti henüz gelmedi, yerine geç. | Open Subtitles | لا ياعزيزي لم يحن وقت الاستراحة, عُد الى مقعدك |
Helen'la birliktesin ve koltuğuna geri dönmelisin. Evet. Teddy'nin peşinden git. | Open Subtitles | أنت مرافق لهيلين و يجب أن تعود إلى مقعدك نعم الدور على تيدي |
Yemek servisi yapmak üzereler, belki koltuğuna dönmek istersin. | Open Subtitles | لقد أوشكو على تقديم العشاء لذا ربما تريد العودة إلى مقعدك |
Affedersiniz bayım. yerinize oturmanız gerekiyor. | Open Subtitles | المعذرة سيدي، عليّ أن أطلب منك الجلوس في مقعدك |
Belki yemekten sonra senin şu deri koltuğun hakkında da konuşabiliriz. | Open Subtitles | ربما بعد الغداء يمكننا التحدث عن مقعدك المريح |
Sakin ol otur buraya en sevdiğin sandalyeye ...bir martini daha al | Open Subtitles | اوز اهدا واجلس فى مقعدك المفضل واشرب كوب اخر من المارتينى |
Dinlenme durağında çalışıyorsun, bagajında tuvalet kağıdı var ve koltuğunun altında pompa var. | Open Subtitles | لديك ورق مراحيض في صندوق سيارتك ومكبس تحت مقعدك |
Durun! yerinize oturun! Durun! | Open Subtitles | أنتظر ,أنتظر , رجاء أبقى في مقعدك أنتظر , أبقى في مقعدك , رجاءا |
Eminim ki, koltuğunuza uzanmış deri ve alkolün nereden geldiğini merak ediyorsunuz. | Open Subtitles | انا متأكده بانك جالس على طرف مقعدك تتساءل من اين اتت الجلد والكحول. |
Kristen'ın yanına otur. Senin yerin orası olacak. | Open Subtitles | إجلسي بجانب كرستين هناك سيكون مقعدك. |
-şimdi Sırana dön. - İyi. | Open Subtitles | عودي إلى مقعدك الآن جيد |
- Lila, tatlım, Sandalyene lütfen. - Hayır, hayır. Böyle iyi. | Open Subtitles | ـ ليلا ، عزيزتي ، على مقعدك من فضلك ـ لا ، لا ، لا بأس |
koltuk minderleriniz su üstünde kalmanızı sağlayabilecek şekildedir. | Open Subtitles | وسادة مقعدك يمكن أن تستخدم كأداة عوم |
Çıkışlara ilerleyin! Kendi yerini bul, dostum. Benimkini alamazsın. | Open Subtitles | إلى المخارج الأن عد إلى مقعدك الخاص يا رجل، أجننت؟ |
Daha önce benden aldığın sandalyeyi aldım ama senin sandalyeni almadım. | Open Subtitles | لقد أعدت المقعد الذي أخذتيه مني لكن لم أخذ مقعدك |
Tek kaygın kaybetmekse kongredeki koltuğunu, öyleyse burada olmak için pek de bir sebebin yok. | TED | إن لم تكن مستعد لخسارة مقعدك في الكونغرس . هنالك سبب مقنع لكونك هناك. |