"مقلقة" - Traduction Arabe en Turc

    • rahatsız edici
        
    • rahatsızlık
        
    • endişe verici
        
    • tedirgin edici
        
    CA: Şu an internette olan şeylerin tonu oldukça rahatsız edici. TED كريس: لهجة ما يجري على شبكة الإنترنت هي الآن مقلقة جدًا.
    değişim rahatsız edici bir şekilde karşısındaydı. Open Subtitles كما كانت حماقة فكرته كانت ذاكرته للنظرة القاسية حية بصورة مقلقة
    Haber alma kaynaklarımızdan rahatsız edici raporlar aldık. Open Subtitles إستلمنا تقارير مقلقة من مصادرنا الإستخباراتية.
    İşler biraz rahatsızlık verdiğinde öylece ortadan kaybolamazsın. Open Subtitles لا يمكنك الاختفاء وحسب عندما تصبح الأمور مقلقة قليلاً
    Dünyanın başka bir yerinden gelmesi, farklı bir türden olması ya da şu endişe verici marmelat alışkanlığı hiç sorun değil. Open Subtitles لا يهم إذ أتى من الطرف الآخر للعالم أو أنه كائن من نوع مختلف أو أن لديه عادة مقلقة مع المربى
    Cumhuriyet'in ulaşım koridorları boyunca sıralanan mülteci kamplarında yamyamlık ortaya çıktığına dair tedirgin edici haberler almaktayız. Open Subtitles "ثمّة بلاغات مقلقة عن التهام للحوم البشر اندلع في مخيّمات لاجئين" "على طول طريق النقل في الجمهوريّة"
    Sarhoş günler, yalnız geceler, ölmüş nişanlının rahatsız edici bakışları? Open Subtitles ايام الشرب , الليالي الوحيدة , رؤية مقلقة لخطيب ميت ؟
    Hikayenin rahatsız edici ve üzücü yerine geldik. Open Subtitles هذا جزء من القصة التي تعتبر مقلقة و حزينة في نفس الوقت.
    Ancak kalıntılardan bazılarının rahatsız edici etkileri oldu. Open Subtitles و لكن أيضاً كانت النتائج التي تخص بعض البقايا مقلقة
    Telefonu açtım ve kazara rahatsız edici bir şekilde kuyumcuyu aramasına şahit oldum. Open Subtitles لقد التقطت سماعة الهاتف وسمعت مصادفتًا وسمعت مكالة مقلقة لمتجر المجوهرات
    Evet, bu yer arada bir biraz rahatsız edici olabilir. Open Subtitles نعم ، يمكن أن يكون هذا المكان قليلا مقلقة في بعض الأحيان.
    Sanırım oldukça rahatsız edici bir fikir gibi, Sanki, arabaların bizi izlemesi, diğer arabalarla bizi çekiştirmesi, ve bir dedikodu denizinde yol alacak olmamız fikri TED أعتقد بأنها فكرة مقلقة للغاية فكرة أن السيارات الأخرى سوف تقوم بمراقبتنا تقوم بالتحدث عنا الى السيارات الأخرى و أنه سوف نسير في الطريق ضمن بحر من الأقاويل
    Şimdiye kadar gösterdiğim çalışmada, dronlar veya genetik suçlar olsun, bu hikâyeler rahatsız edici gelecekler anlatıyor ve bunlardan kaçınmamız için yardım etme niyetindeler. TED خلال الأمثلة التي عرضتها حتى الآن، من طائرات بلا طيار وجرائم الجينية، استعرضت قصصاً عن سيناريوهات مستقبل مقلقة بهدف تحفيزنا على العمل لتجنبها
    - Sağlık Servisi'nden çok rahatsız edici bir telefon aldım. Open Subtitles -لقد وصلتنى للتو مكالمة هاتفية مقلقة من الخدمات الصحية
    Tabii ki, Afrika'daki ilk denemeler rahatsız edici yan etkiler ortaya çıkarmazsa. Open Subtitles مَا تَركَ أيّ آثار جانبية مقلقة.
    Konuşma rahatsız edici, yemekler yenilecek gibi değil, hediye paketleri de bayağı ürkütücüydü. Open Subtitles كانت الخطبة مقلقة و الطعام لا يؤكل -سأسعى خلفك ان لم تساعدني, ها ها" " -و حقائب الهدايا مخيفه للغايه
    Arıza ışığı konusundaki umursamaz soğukkanlılığın çok rahatsız edici. Open Subtitles إنّي أجد لا مبالاتك الطائشة المتعلّقة بإشارة "تفحص المحرّك" مقلقة للغاية
    Bence babamın buraya hiç gelmemesinin nedeni Tanrı fikrini rahatsızlık verici bulmasından. Open Subtitles أعتقد أنّ سبب عدم قدوم والدي إلى هنا .هو أنّه يجد فكرة وجود الرب مقلقة
    Kocanızın ikinci seçim kampanyasında, aile yanlısı, çok rahatsızlık verici suçlamalarda bulunan bir Cumhuriyetçi bir aday vardı. Open Subtitles في حملة زوجك لإنتخابات الكزنغرس الثانية كان هناك جمهوري مرشح لصالح الأسرة والذي وجّه إتهامات مقلقة
    Bunun endişe verici bir iddia olduğunu düşünebilirsiniz. TED الآن ربما أنك تعتقد بأن هذه فكرة مقلقة.
    İşte olmadığımız zamanlar işi nasıl düşündüğümüzle ilgili pek çok araştırma var ve bulgular endişe verici. TED اليوم هنالك العديد من الدراسات حول كيفية الانشغال بالعمل في غير أوقاته، وكانت النتائج مقلقة إلى حدٍ كبير.
    Ve ona tedirgin edici bir hediye verince. Open Subtitles -و أعطته هديّةً مقلقة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus