"مكاناً جيداً" - Traduction Arabe en Turc

• iyi bir yer
• iyi bir yere
• güzel bir yer
• uygun bir yer

Konsey istifamı istedikten sonra durumumu tekrar değerlendirmek için iyi bir yer gibi göründü.
لقد كان مكاناً جيداً للجلوس و إعادة تقييم حياتى بعد أن تم إرغامى على الاستقالة من المنظمة

Bu üzüntüden kafasını toplaması için kütüphanenin iyi bir yer olacağını düşünmüştüm.
ظننتُ أنَ المكتبَة ستكونُ مكاناً جيداً لتُشتتَ تفكيرهُ عَن بُؤسِه

Gelip düşünmek için iyi bir yer olabileceğini düşündüm.
أعتقدت أنه سيكون مكاناً جيداً للجلوس و التفكير و تصفية ذهنى

Oturup karşı sokaktaki binayı izlemek için iyi bir yere benziyor.
يبدو مكاناً جيداً للجلوس ومراقبة المبني من خلال الشارع

Yüklerimi taşımak için güzel bir yer burası.
بدا ذلك لي مكاناً جيداً لكي أستعيد أفكاري ثانية

Neden daha önce buranın bir kadının tek başına yaşaması için uygun bir yer olmadığını söyledin?
لماذا أخبرتني أن هذا ليس مكاناً جيداً لتعيش فيه امرأة لوحدها

Tamam, toplantıyı bitirmek için iyi bir yer oldu.
حسناً, يبدو هذا مكاناً جيداً لإنهاء الأجتماع

Yarışı bitirdiğinde tabelamızı görebileceği iyi bir yer bulalım.
يجب أن نجد مكاناً جيداً يرى به اللافتة عندما يمر

Seni Lübnan restoranına götürmek isterdim ama henüz iyi bir yer bulamadım.
أردت أن آخذكِ إلى مطعم لبناني لكنني لم استطع أن أجد مكاناً جيداً بعد

Elimde bir vaka var ve buranın hastam için iyi bir yer olabileceğini düşündüm.
اجل ، انا اعمل في قضيةٍ ، و وظننتُ ان هذا المكان ربما يكونُ مكاناً جيداً لمريضي

Ve şu an üzerinde bulunduğumuz zemin yaşamak için daha iyi bir yer olacak.
والأرض التي نقف عليها جميعاً ستكون مكاناً جيداً للعيش مرةً أخرى

Ve şu an üzerinde bulunduğumuz zemin yaşamak için daha iyi bir yer olacak.
والأرض التي نقف عليها ستكون مكاناً جيداً للعيش من جديد

Bu yeniden başlamak için iyi bir yer olurdu.
سيكون مكاناً جيداً للبدء في إعادة البناء

Joey'in ilk suçu olduğu ve daha 17 yaşında olduğu için hayatını toparlayacağı iyi bir yer olduğunu söylemişti.
هي قالت بما أن عمر جوي 17 سنة و هذه هي مخالفته الأولى أنه سيكون مكاناً جيداً لتحويل مسار حياته

Burası gece yarısı yürüyüşü için iyi bir yer değil, ihtiyar.
ليس مكاناً جيداً لنزهة منتصف الليل، أيها العجوز.

Hayır teşekkürler. Ben daha iyi bir yer biliyorum.
لا شكراً أنا أعرف مكاناً جيداً للنوم

Alfa bölgesi için iyi bir yere benziyordu.
قد يكون مكاناً جيداً كموقع ألفا

Geceyi geçirmek için iyi bir yere benziyor.
يبدو مكاناً جيداً لقضاء الليلة

Sadece telimi çekmek için güzel bir yer gördüğümde dayanamıyorum o kadar.
بلأنّه.. عندما أرى مكاناً جيداً لوضع حبلي لا يمكنني أن أمنع نفسي ؟

Evime dönmek istedim. White Pine Bay'den bıktım. Burası güzel bir yer değil.
أردت العودة إلى المنزل، تعبت من هذا المكان هذا ليس مكاناً جيداً

İnternet sırlar için uygun bir yer değil.
الإنترنت ليس مكاناً جيداً للأسرار.

Oyuncu olarak, bu başlamak için çok uygun bir yer.
كممثل، فذلك مكاناً جيداً للبدء