Bir yanda, iş yerinde çocuk yuvalarının olması harika ve parlak bir fikir. | TED | من ناحية تضع ميزه رعاية الأطفال في مكان العمل وهو أمرٌ رائع ومستنير. |
iş ile ilgili konuşacağım, özellikle neden insanlar iş yerinde iş yapmak istemiyor, ki bu hepimizde olan bir problem. | TED | سأتحدث عن العمل بالتحديد : لماذا لا يستطيع الناس إنجاز العمل , في مكان العمل مشكله نعاني منها جميعا |
Bir iş bulacak kadar şanslıydım fakat iş yerinde nöbet geçirdikten sonra işten kovuldum. | TED | كنت محظوظة ما يكفي لأحصل على وظيفة، لكني طردت منها عندما أصبت بنوبة في مكان العمل. |
Sizin de bildiğiniz gibi ben işyerinde eğlenmenin hepimize iyi geleceğine inanıyorum. | Open Subtitles | كما تعلمون ، اعتقد ان جعل مكان العمل مرح أفضل للروح المعنوية |
İşyerinde hırsızlığa yönelim hakkında konuşmuştuk... bu yüzden çekimdeki bir hırsızlığı rapor etmek istiyorum. | Open Subtitles | أعلم أننا في التوجيه، تكلمنا عن السرقة في مكان العمل لذا أود أن أبلغ عن سرقة من شيكي |
Eğer bir iş yeri katiliyse, hakkında başka ne söyleyebiliriz. | Open Subtitles | حسنا, ان كان قاتلا في مكان العمل فماذا يخبرنا ذلك عنه؟ |
O zaman uyuşturuculu bir işyeri yönetmem için bana para verin. | Open Subtitles | اووه ، هذا جزائي لأنني حاولت جعل مكان العمل خالياً من المخدرات |
Eskiden mercimeği fırına verdiğin biriyle aynı iş yerini paylaşmak. | Open Subtitles | مشاركتك مكان العمل مع شخص ما كنت معتاد تفعلها معه |
İş yerindeki stres, bu büyük etkiye neden olan stres, üretkenlik ve sağlık ile ilgilidir. | TED | إن التوتر في مكان العمل والتوتر الذي يسبب هذا التأثير الهائل، مُرتبط بالإنتاجية والعافية. |
İş yerinde aşk zor bir konu olabilir. | TED | الرومانسية في مكان العمل يمكن تكون موضوعًا صعبًا. |
İş yerinde flörte şahit olmak, kuralları bilmeme, ne olduğunu bilmeme ya da görmemeniz gereken bir şeyi görme hissi uyandırıyor. | TED | أن تشهد المغازلة في مكان العمل قد يولد شعورًا بجهل القواعد، لا تعلم ماذا يجري، أو ربما ترى شيئاً لا يجب أن تراه. |
Yine de, iş yerinde stres ve sağlığa nasıl yaklaştığımız konusunda büyük bir kopukluk var. | TED | ومع ذلك، يوجد تفاوت هائل في كيفية التعامل مع التوتر والرفاهية في مكان العمل. |
Bir kadını sevdiğiniz sürece, iş yerinde onu taciz etmenizin... bir sorun olmadığını söylüyorsunuz. | Open Subtitles | انت تقول انه لا مانع من مضايقة امرأة فى مكان العمل مادام بينهما حب |
İş yerinde sekiz ayrı cinsel taciz ve/veya saldırı vakası. | Open Subtitles | ثمانية حالات من التحرش الجنسي والاعتداء في مكان العمل |
İki meslektaşın iş yerinde yapması uygunsuz muydu? Muhtemelen. | Open Subtitles | هل كان غير لائقاً لزملاء في مكان العمل ؟ |
İş ortamında çalışan kadınlar... işyerlerindeki iş... çalıştıkları yerde... bir kadın olarak... bir kadın ve bir işçi olarak... işyerinde çalışan... bir kadın olarak... | Open Subtitles | النساء اللّواتي يعملن .. في جوّ مكان العمل .. يعملن .. في أمكنة عمل |
İşyerinde yüzük takmayı sevmiyorum. | Open Subtitles | نعم, فقط لا أحب أن ألبس خاتمي في مكان العمل. |
Umarım dersinizi almışsınızdır, Bayan Lemon. İşyerinde cinsel tacizde bulunduğunuzda, işler sonunda bir şekilde istediğiniz gibi sonuçlanmaz. | Open Subtitles | اتمنى انك تعملتي درسك سيدة ليمون بسبب التحرش الجنسي في مكان العمل |
- Bir tanesi iş yeri kılık kıyafetiyle ilgili. | Open Subtitles | واحد منها هو الملابس المسموحة في مكان العمل |
Uygunsuz iş yeri sohbetinin klasik bir örneği. | Open Subtitles | هذا مثال نموذجي عن محادثة غير لائقة في مكان العمل. |
Dinsiz işyeri bence daha uygun olurdu. | Open Subtitles | إنه أقرب لجعل مكان العمل خالياً من الطقوس الدينية |
Ağabeyi korktu ve iş yerini satmak istedi, böylece kardeşinden kaçabilecekti? | Open Subtitles | خاف فأراد بيع مكان العمل لكي يتسنى له الهروب من شقيقته؟ |
ve her birimiz iş hayatındaki rolümüz ne olursa olsun gerçekten de bu ihtiyaçlar hiyeyarşisi bize de hitap ediyor iş yerindeki ihtiyaçlarımız | TED | وكل منا بغض النظر عن دوره في الاعمال لديه تسلسل هرمي للاحتياجات في مكان العمل |
Bizce çalışma mekanları paylaşılmalı. | TED | نحن نعتقد بأن مكان العمل يجب أن يتم مشاركته. |
"Onur ve saygı ve onların işyerindeki önemleri. " | Open Subtitles | المهابة و الاحترام و أهميتهما في مكان العمل |