"مكتوف" - Traduction Arabe en Turc

    • öylece
        
    • boş
        
    • seyirci
        
    • yapmadan
        
    • bağlı
        
    • oturup
        
    • seyredersem
        
    • kayıtsız
        
    Ayrıca öylece oturup, bir katilin serbest kalmasına göz yumamam. Open Subtitles لن أقف مكتوف الأيدي أيضاً بينما أرى قاتل يلوذ بالفرار
    Ne yani, burada öylece oturup, buna izin vereceğimi mi sanıyorsunuz? Open Subtitles أتظنني سأقف مكتوف اليدين؟ وأترك لكم كل هذا.
    boş boş oturmayı sevmiyorum. 10 milyon dolarlık bir teknede hedef olmak istemiyorum. Open Subtitles لا أحب الجلوس مكتوف اليدين كهدف سهل في زورق بـ 10 مليون دولار.
    boş boş oturmayı sevmiyorum. 10 milyon dolarlık bir teknede hedef olmak istemiyorum. Open Subtitles لا أحب الجلوس مكتوف اليدين كهدف سهل في زورق بـ 10 مليون دولار.
    Tek bildiğim bu durum karşısında öylesine seyirci kalamayacağım idi. TED كل ما علمته أنني لا أستطيع أن أقف مكتوف الأيدي.
    Hannah dâhil, sen ve diğerleri gibi arkama yaslanıp bir şey yapmadan duramam. Open Subtitles و لن أجلس مكتوف اليدين مثلك و مثل الآخرين ، بمن فيهم هانا
    Babamla zamanında balığa çıktın diye, elim kolum bağlı oturmalı mıyım... Open Subtitles لأنك كنتَ تصطاد السمك مع والدي، عليّ أن أبقى مكتوف الأيدي
    Burada oturup beklemeyeceğim. Ya yaralanmışsa? Ya da daha kötüsü? Open Subtitles لنّ أجلس هنا مكتوف الأيدي، بينما هي قدّتتأذى،أو ما أسوأمنذلك؟
    Ve ben durup seyredersem kendimi asarım. Open Subtitles وساموت... اذا بقيت مكتوف الايدي.
    Ancak Dünya'nın geri kalanı tehlikeyden öylece bekleyemezdim. Open Subtitles ولكن أنا لا يمكن أن يقف مكتوف الأيدي بينما كانت بقية دول العالم في خطر.
    Ben bırakmayacağım. Bir adam öylece durmaz ve bir kadın tarafından korunmaz Open Subtitles لن استسلم, على الرجل الأ يقف مكتوف اليدين لكي تحميه امرأة
    öylece durup bunun birilerinin başına gelmesini izleyemem benim şehrimde olmaz. Open Subtitles لن أقف جانباً مكتوف الأيدي ليس في مدينتي
    Bana hiç yardımcı olmuyor. Tüm işi ben yapmak zorunda kalıyorum. Orada öylece bekliyor. Open Subtitles لا يبادر بأيّ شيء، أضطر لبذل كل الجهد، يقف مكتوف الأيدي
    Hayır, Ember çökerken öylece oturmayacağım. Open Subtitles كلا، لن أجلس مكتوف الأيدي بينما هذا المكان يهدم
    O Meksikalı köylüler hastayken boş boş duracak değilim. Open Subtitles لن أقف مكتوف اليدين بينهما هذه القرى في املكسيك تعاني من المرض
    Biraz önce kurtardığımız çocukların boş yere ölüşüne tanık olmayacağım. Open Subtitles حسناً، لن أظلّ مكتوف الأيدى وأنا أرى الرجال الذين أنقذناهم للتوّ يموتون من أجل قضية خاسرة
    Ailene kötü davranmana ses çıkarmadım ama böylece oturup aç bir köpeği doyurmana seyirci kalamam! Open Subtitles لكن لن أقف مكتوف الأيدي بينما تطعم كلب جائع
    Şımarıklığı yüceltmene seyirci kalamazdım. Open Subtitles لن أقف مكتوف اليدين بينما أنت تجمل لهم الأمور الخاطئة
    Harekete geçirdiğin şeyin sonuçlarına katlanan diğerleri gibi seyirci kalabilir misin? Open Subtitles هل يمكنك الوقوف مكتوف اليدين وآخرون يتحمّلون عواقب تدبيرك؟
    Ama harekete geçeceğim, hiçbir şey yapmadan beklemeyeceğim. Open Subtitles لكني سوف أقوم بشيء و لا سوف لن أقف مكتوف اليدين
    Ama harekete geçeceğim, hiçbir şey yapmadan beklemeyeceğim. Open Subtitles لكني سوف أقوم بشيء و لا سوف لن أقف مكتوف اليدين
    Burada buna kayıtsız kalacak insan olamadığını söyleyebilirim. TED أستطيع أن أقول لكم، أنه ليس هناك أي شخص في هذه القاعة سيقف مكتوف الأيدي.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus