kötü bir şey olacağını söyledi ve Mark hakkında konuşmaya başladı. | Open Subtitles | قال أن مكروهًا سيحدث، وأخذ يتحدّث بشأن (مارك). |
Umarım kızın başına kötü bir şey gelmemiştir. | Open Subtitles | آمل بأن لمْ يصبها مكروهًا. |
İçimde kötü bir şey olacak gibi bir his var, Clyde. | Open Subtitles | "أشعر بأن مكروهًا سيحدث يا (كلايد)" |
Nefretin ve unutulmanın nasıl bir his olduğunu bilmiyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تدرك معنى الشعور بالضعف وأن تكون مكروهًا |
Nefretin ve unutulmanın nasıl bir his olduğunu bilmiyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تدرك معنى الشعور بالضعف وأن تكون مكروهًا |
Sen bir anda öyle fenalaşınca Sana bir şey oldu diye korktuk. | Open Subtitles | عليك أن تفهمي، أنك عندما فقدت وعيك فجأة كنا نخشي أن يكون مكروهًا ما قد وقع لك |
Korkarım ki arkadaşın Bonnie'nin başına kötü bir şey geldi. | Open Subtitles | أخشى أن مكروهًا أصاب صديقتكِ (بوني) |
Ben kötü bir şey yaptım. | Open Subtitles | -فعلت مكروهًا . |
Ben kötü bir şey yaptım. | Open Subtitles | -فعلت مكروهًا . |
Çok tehlikeli. Sana bir şey olmasına izin veremem. | Open Subtitles | إنه خطيرٌ جدًا, لا يمكنني أن أترك مكروهًا يصيبك |
Sana bir şey olmasına asla izin vermem. | Open Subtitles | ما كنتُ لأدع مكروهًا يصيبكِ أبدًا |
Korkma. Sana bir şey olmasına izin vermem. | Open Subtitles | لا تخافي، لن أدع مكروهًا يصيبكِ |