makyajı, kıyafetleri ve duruşu, fahişenin değerini belirler. | Open Subtitles | ،عن طريق لبسها ،اسلوبها، مكياجها تعرض العاهرة تجارتها |
Bekleyin! makyajı yok! Ruju bende! | Open Subtitles | مهلاً، إنّها لاتحمل مكياجها معها بحوزتي أحمر الشفاه الخاص بها |
Sizi bilmem ama ben direkt prenses makyajı yapan yere doğru gideceğim. | Open Subtitles | لا اعرف بشأنكم يا جماعة لكنني سأقف بطابور مكان منح ملابس الاميرة و مكياجها |
- Doğru. Yeni elbisesi yatağa serilmişti, makyaj kutusu hala açıktı. | Open Subtitles | ثوبها الجديد ما زال على الفراش علية مكياجها ما زالت مفتوحة |
Neden makyaj yapıp, saçını yapıp, güzel giyiniyor? Zar zor gördüğü kocası için değil. | Open Subtitles | لماذا وضعت مكياجها و رتّبت شعرها، وملبست الافضل؟ |
Sonrasında ise makyajını tazeleyip, elbisesini düzeltip, sevdiği çocuğa onu sevdiğini söyleyecek. | Open Subtitles | ثم قامت بتعديل مكياجها وارتدت الفستان الرائع ثم ذهبت للحديث مع الشاب الذي تحب |
makyajını tazeliyor. | Open Subtitles | إنها تُـصلح مكياجها |
Yani baksana şu aptal elbiselerine şu surattaki makyaja, şu... | Open Subtitles | اقصد انظر اليها كيف انها غبيه مع ملابسها و مكياجها ..و.. |
En az makyajı kadar kötü. | Open Subtitles | انا اعتقد انها تشعر بالسوء على قدر سوء مكياجها |
Onun makyajı inanılmaz iyiydi. | Open Subtitles | أجل،وليست مرة واحدة فقط. أعني, مكياجها كان, جيداً |
- eski bir ameliyattan. - makyajı karmakarışık. | Open Subtitles | من عميلة جراحية قديمـة - مكياجها في حالة سيئـة - |
Saçları, makyajı, manikürcüsü, masözü, antrenörü, astroloğu... | Open Subtitles | شعرها, مكياجها, اظافرها مساجها, مدربها, , اعني... |
makyajı kasırga sayılır mı? | Open Subtitles | هل يعتبر مكياجها إعصاراً؟ |
makyajı daha yeni yapılmış. | Open Subtitles | مكياجها موضوع على نحو حديث. |
Neden makyaj yapıp, saçını yapıp, güzel giyiniyor? Zar zor gördüğü kocası için değil. | Open Subtitles | لماذا وضعت مكياجها و رتّبت شعرها، وملبست الافضل؟ |
Ona güzel elbiseler giydirip, saçlarını yapıp tırnaklarına oje sürüp ona makyaj yapmak istedim. | Open Subtitles | لأُلبسها فساتين جميلة و أزيّن شعرها و مكياجها... |
makyaj çantasını taşımaktadır. | Open Subtitles | وقد حملت معها حقيبة مكياجها, |
makyajını düzeltiyor. Senden nefret ediyorum! | Open Subtitles | إنها فقط تعدل مكياجها |
Saçlarını ve makyajını yaparken. | Open Subtitles | وضع شعرها للأعلى ووضع مكياجها |
Saçını ve makyajını yaptıktan sonra gitti. | Open Subtitles | بعد أن صنعت شعرها و مكياجها |
Kız arkadaşı makyaja çok zaman ayırıyormuş. | Open Subtitles | صديقته إستغرقت وقتاً طويلاً تضع مكياجها |