Hannah McKay'in babasının dün akşam gönderdiği mesaja göre bir cinayet tanığı. | Open Subtitles | وفق رسالة استلمتُها البارحة من والد (هانا مكّي)، هي شاهدة على جريمة |
Federal Emniyet Teşkilatı Hannah McKay'in tutuklanmasına ilişkin bilgi aktarana 25.000 dolar veriyor. | Open Subtitles | تقدّم الشرطة القضائيّة 25 ألف دولار لأيّ معلومات تؤدّي إلى اعتقال (هانا مكّي) |
Hannah McKay'in ne kadar tehlikeli olduğunu anlatmama gerek yok. Benden iyi tanıyorsun. | Open Subtitles | لا داعي لأن أخبركِ بخطورة (هانا مكّي) فأنتِ تعرفين عنها أكثر ممّا أعرف |
Yine. Hangi cehennemdesin bilmiyorum ama McKay hâlâ şehirde, haberin olsun. | Open Subtitles | لا أعرف مكانكَ، ولكنّي سأخبركَ بهذا، لا تزال (مكّي) في المدينة |
Federal Emniyet Teşkilatı'nı, FBI'yı ve İç Güvenlik'i kontrol ettim. Hannah McKay bir kez bile görünmemiş. | Open Subtitles | تفقّدتُ الشرطة القضائيّة والمباحث الاتحاديّة والأمن القوميّ، لم يرَ أحد (هانا مكّي) ولو مرّة |
Hannah McKay'in kimseye bağlı hissedeceğini sanmam. | Open Subtitles | أشكّ في أن تشعر (هانا مكّي) بأنّها ملزمة بأيّ أحد |
Batista'yla gidip Hannah McKay'i ziyaret et. | Open Subtitles | أريدكَ أن ترافق (باتيستا) في زيارة (هانا مكّي) |
Hannah McKay. Bir kadını beş kez bıçaklamış. Bunu öğrendiğimden beri ona hak ettiğini vermekten başka bir şey düşünemez oldum. | Open Subtitles | "طعنَت (هانا مكّي) امرأةً خمس مرّات، ومذ عرفتُ، لا أفكّر إلّا في مجازاتها بما تستحقّ" |
Hannah McKay'le ilgili ayrı bir kitap yazma fikrim var diyelim. | Open Subtitles | لنقل إنّ عندي نظرية بأنّ (هانا مكّي) تستحقّ جزءًا ثانيًا خاصًّا بها |
İlk kitabımda Hannah McKay'i masum genç kız olarak yazmıştım. | Open Subtitles | تعرفين كلّ تلك الأشياء في كتابي الأوّل عن كون (هانا مكّي) شابة بريئة؟ |
Ama o öldü ve Hannah McKay yeni cinayetleri için özgür kaldı. | Open Subtitles | ولكنّه ميت، و(هانا مكّي) تتجوّل حرّةً لتقتل من جديد |
Tüm gece Hannah McKay'den konuşuruz diye planlamamıştım. | Open Subtitles | لم أنوِ قضاء الأمسيّة كلّها في الحديث عن (هانا مكّي) |
Bu esnada, sen ve Hannah McKay hakkında bir şey demeyeceğim. | Open Subtitles | وفي الوقت الراهن، سألزم الصمت عن علاقتكما أنتَ و(هانا مكّي) |
Bu kadını, Hannah McKay öldürmüş ve sen onu koruyorsun. | Open Subtitles | قتلَت (هانا مكّي) هذه المرأة وأنتَ تتستّر عليها |
Hannah McKay'in resmi biyogragisini yazmak istiyorum. | Open Subtitles | أودّ كتابة سيرة (هانا مكّي) الذاتيّة المصرّحة |
"Hannah McKay'in öldürmeye olan tutkusu hiç geçmedi. Sadece tekniğini değiştirip bıçaklardan zehirlere geçti." | Open Subtitles | "لم تفقد (هانا مكّي) ذوقها في القتل إنّما حدّثت أسلوبها من السكاكين إلى السمّ" |
Hannah McKay, Salvador Price'ın ölümüyle ilgili birinci derecede cinayetten suçlanıyorsunuz. | Open Subtitles | (هانا مكّي)، أنتِ متهمة بارتكاب جريمة من الدرجة الأولى في مقتل (سالفدور برايس) |
Bayan McKay, Florida Eyalet Hapishanesi'nde tutulmanıza karar verilmiş ve kefalet talebiniz reddedilmiştir. | Open Subtitles | آنسة (مكّي)، بموجب هذا آمر بإرجاعكِ إلى سجن ولاية (فلورِدا)، والكفالة مرفوضة |
Senin değil, Hannah McKay'in peşindeyim. | Open Subtitles | لا أسعى إلى النيل منكِ بل من (هانا مكّي) |
Hannah McKay. Sal Price'ı öldürmekten tutuklusun. | Open Subtitles | (هانا مكّي)، أنتِ رهن الاعتقال بتهمة قتل (سال برايس) |