"ملتوي" - Traduction Arabe en Turc

    • yamuk
        
    • çarpık
        
    • sapkın
        
    • burkulmuş
        
    • çarpıtılmış
        
    Tanrı koca göbeğimden ve yamuk ayak parmaklarımdan haberdar. Open Subtitles إلهي العزيز بالفعل يعرف أن لدي إنحناء و أصبع قدم ملتوي
    Özellikle de yamuk park edersen. Open Subtitles و خصوصاً إن ركنتها بشكل ملتوي
    Zavallı bir Batılı fahişe ülkeme gelip de bana sapkın Kur'an yorumlarını dayatabileceğini sanması için nasıl çarpık yollardan geçmiş olabilir ki? Open Subtitles أي طريق ملتوي هذا الذي حمل عاهرة غربية مثيرة للشفقة مثلك على التفكير أن بوسعها المجيء إلى وطني وتملي علي تفسيرات منحرفة خاطئة للقرآن؟
    Biraz çarpık. Fakat öyleyse ne olmuş değil mi? Open Subtitles ملتوي قليلا ولكن وليكن صحيح؟
    O zaman ikiniz birbirinizden tahrik oluyorsunuz. Bu çok sapkın bir durum. Open Subtitles عندما أنتما الأثنان تشعران بالحرارة لبعض نعم,أعلم ملتوي وغريب لكن
    Cain bu kadar sapkın bir planı bırak basit bir planı bile kurmayacak kadar aptal. Open Subtitles كاين ليس ذكيٌ بأن يأتي إلى هنا ومعه خطة حتى ولو واحد ملتوي على هذا
    Bir geceliğine beynini durdurusun, ve ertesi gün uyandığında tek sahip olduğun şey, kötü bir baş ağrısı,burkulmuş bir bilek ve bir ananastır... Open Subtitles توقف دماغك ليلة واحده و كل ما يتبفى لك في اليوم التالي هو صداع الكحول السيء و كاحل ملتوي
    Her şey çarpıtılmış bir tür yasal strateji miydi? Open Subtitles هل كان كل شئ مجرد نوع ملتوي من استراتيجياتك القانونية؟ ؟
    Biraz yamuk bir çizgi. Bir şey... Open Subtitles أنه خط ملتوي بعض الشئ أنه...
    çarpık bir espri anlayışınız var. Open Subtitles لديكَ حسّ فكاهة ملتوي
    Hasta, çarpık fikirli ve sinirli biri. Open Subtitles مريض ، ملتوي الذهن، وحشي.
    Kemer çarpık. Open Subtitles "الحزام" ملتوي للخارج.
    Boyu daha kısaydı ve suratında sapkın bir ifade vardı ve saçları tel tel olmuştu ve berbat bir kıyafet vardı üzerinde. Open Subtitles لقد كانت أقصر, وذات وجه ملتوي! وشعر مفتول ورداء بشع
    burkulmuş bir bilekle üç kilometre yürüdüm. Open Subtitles لقد جئت مشياً مسافة ميلين بكاحل ملتوي وماذا فهمتي من أتركي محرك السيارة يعمل
    İnsanın üzerinde çok baskı yaratıyor. İyi haber, ne burkulmuş ne kırılmış. Open Subtitles لذا فإن الخبر السار هو أن إصبعك غير ملتوي ولا منكسر.
    Fakat bu kitap bozuk ve çarpıtılmış, sana şunu söylememe izin ver... Open Subtitles و لكن عمله مشوه و ملتوي و دعني أقول لك

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus