Bana yağsız vanilyalı dondurma üzerinde çeyrek çay kaşığı şekersiz karamel ve 9 değil 11'de değil tam 10 tane yaban mersini. | Open Subtitles | أريد بولة واحدة من الفانيليا بدون دهون أو لبن مع ربع ملعقة صغيرة من سكر الكراميل منزوع الكاربوهيدرات , و 10 .. |
Bir çay kaşığı deniz suyu, bir milyondan daha fazla yaşayan varlık içerebilir. | TED | إن نحو ملعقة صغيرة من ماء البحر يمكن أن تحوي أكثر من مليون كائن حي |
Ortalama bir çay kaşığı temiz deniz suyunun içinde 5 milyon bakteri ve 50 milyon virüs var. | TED | إن متوسط ملعقة صغيرة من ماء البحر تحتوي على 5 ملاين أنواع من البكتيريا و 50 مليون نوع من الفيروسات. |
"Hazır elin değmişken, küçük bir kaşıkla elma sosu yemeye de zorlasana!" | Open Subtitles | لم لا يعطوننا ملعقة صغيرة بها صلصلة التفاح وقت الاستراحة ؟ |
Çocukluğunu hatırlar mısın, annen seni sinemaya gönderir bir kavanoz reçel ve bir kaşıkla? | Open Subtitles | أتتذكرين حين كنتِ طفلة و كانت أمكِترسلكِإليالسينما... بمرطبان من المربي... و ملعقة صغيرة ؟ |
Harika patates kızartıyor ve sadece bir kaşık yağa ihtiyaç duyuyor. | Open Subtitles | انه يقلي شرائح البطاطة و يستخدم لذالك ملعقة صغيرة من الزيت |
bir kaşık dolusu şeker, ilacı yutmanıza yardımcı olur | Open Subtitles | ملعقة صغيرة من السكر تساعد على قبول الدواء |
Bu nesnenin bir çay kaşığı yere dökülse, 30 metre içindeki herkes anında ölür. | Open Subtitles | إذا وقع مقدار ملعقة صغيرة من هذه المادة على الأرض يصل مفعولها الفتّاك حتى 100 قدماً |
- Bir çay kaşığı bu ölümcül madde ile. | Open Subtitles | مجرد كمية ملعقة صغيرة من هذه المادة المميتة |
Senin tarifine bir çay kaşığı vanilya ekledim. Benim bir yemek tarifim yok. | Open Subtitles | أنا أقوم بإضافة ملعقة صغيرة من الفانيلا إلى وصفتكِ |
Bir çay kaşığı biber ayrıca çocukkenki köpeğinin ismi de Biber'di. | Open Subtitles | التالي نحتاج ملعقة صغيرة من الفلفل ، التي، على ما أعتقد، كان أيضا اسم الكلب طفولتك. |
- Üst Seviye çay kaşığı ". - Hatta siyah hiç duymadım... | Open Subtitles | المستوى الأول ، ملعقة صغيرة ... أنا لم أسمع يوماً بأسود |
Şundan bir çay kaşığı. Sihirli sanki. | Open Subtitles | فقط ملعقة صغيرة من هذا الدواء إنه سحري |
Koca tencereye yarım çay kaşığı atmıştım. | Open Subtitles | وضعت نصف ملعقة صغيرة في القِدر |
Çin'e kaşıkla kazarak gitmek bile daha kolay. | Open Subtitles | حسناً، سيكون لديك فرصة أكبر "بالحفر إلى "الصين بواسطة ملعقة صغيرة |
Gözlerin, bir kaşık küllü sodada erisin! | Open Subtitles | مقلاة عينك وهى تذوب فى ملعقة صغيرة من مستحضر الصابــون. |
bir kaşık dolusu şeker ilacı yutmanıza yardımcı olur | Open Subtitles | ملعقة صغيرة من السكر تجعل الدواء |
bir kaşık dolusu şeker ilacı yutmanıza yardımcı olur | Open Subtitles | تساعد على قبول الدواء - فقط ملعقة صغيرة من السكر |