"مللاً" - Traduction Arabe en Turc

    • sıkıcı
        
    Onu daha az sıkıcı yapacak şey ne, biliyor musun? Open Subtitles روس , أتعلم ما الذي يجعل الأمر أقل مللاً ؟
    İlk randevular tarihindeki en sıkıcı randevu bu olabilir mi? Open Subtitles هل هذا أكثر موعد أول مللاً على الإطلاق أم ماذا؟
    O aldı. Ülkenin en sıkıcı yerine indirimli kitap gerekiyor. Open Subtitles آمل أن هناك تخفيض للحجز بأكثر البقاع مللاً في البلاد.
    Ofis mobilyaları hakkında konuşmaktan daha sıkıcı bir şey yoktur. Open Subtitles لا شيء أكثر مللاً من الكلام التافه عن أثاث المكتب
    Benim için delicesine âşık bir delikanlıdan sıkıcı bir şey yoktur. Open Subtitles ليس هناك ما هو أكثر مللاً من أن تكون مفتوناً بالشباب
    Bütün gün tahtta oturmaktan daha sıkıcı bir şey düşünebiliyor musun? Open Subtitles هل تَتَخيَّلُ شيئاً أكثرُ مللاً مِن الجلوس على عرش طوال اليوم؟
    Sara, seninle çalkantılı bir mazimiz var ama artık daha sıkıcı bir adamım. Open Subtitles تعلمين يا سارة انا وانت لدينا ماضٍ متقلب لكني الآن شخص اكثر مللاً
    İtiraf etmeliyim. Dünyanın en sıkıcı yazı oldu. Open Subtitles أنا فقط أقول أن هذا الصيف هو الأكثر مللاً للأبد
    Haklısın, uzayın keşfinden daha sıkıcı başka ne olabilir ki? Open Subtitles نعم، ما تَكُنْ أكثر مللاً مِنْ غزو الفضاءِ؟
    Dünyanın en sıkıcı anma videosunu hazırlıyorum. Open Subtitles أقوم بتجميع أكثر مقاطع الذكرى مللاً في العالم.
    Şahsen madeni paralar ve eski kağıtlardan daha sıkıcı bir şey düşünemiyorum. Open Subtitles شخصياً، لم أفكّر في أيّ شئ أكثر مللاً من العملات المعدنية والأوراق القديمة هل أنتِ وحيدة ؟
    Ah, aman tanrım. Hayatında yaptığın en sıkıcı seks için mi bana teşekkür ediyorsun? Open Subtitles يا إلهي، أنت تشكرينني على العلاقة الأكثر مللاً التي قمت بها على الإطلاق؟
    Bundan başka hastanede geçirdiğim hafta hayatımın en sıkıcı haftasıydı Open Subtitles بالإضافه إلى أن الأسبوع الذي بقيت فيه في المستشفى هو الأسبوع الأكثر مللاً في حياتي
    Kumsal gününde de en sıkıcı iş niye bana kalmasın ki? Open Subtitles لذا لماذا لا يكون لدي الوظيفة الأكثر مللاً في يوم الشاطيء ؟
    Bu Ateş Ulusu'ndaki en sıkıcı iş olmalı. Open Subtitles لابد أن هذه أكثر الوظائف مللاً في أمة النار
    Hapisane, zaman öldürmek için bile hayal edebileceğiniz en sıkıcı yerdir. Open Subtitles السجن هو أكثر مضيعة للوقت مللاً يمكنك تخيل هذا
    - Geçen gün bankanızın önünden geçtim. Vitrinleriniz daha sıkıcı olamaz. Open Subtitles لقد كنتُ أسير بالقرب من محلك ذاك اليوم لديك أكثر واجهات المحال مللاً في العالم
    - Geçenlerde bankanızın yanında geçiyordum. Yeryüzündeki en sıkıcı vitrin tasarımına sahipsiniz. Open Subtitles لقد كنتُ أسير بالقرب من محلك ذاك اليوم لديك أكثر واجهات المحال مللاً في العالم
    Dünyanın en sıkıcı vakası bir anda telefon trafiğini hızlandırdı. Open Subtitles بعد أن تفتّقت أكثرُ الحالاتِ مللاً عن تطوّرٍ نوعيّ
    Kusura bakma, sen en sıkıcı partiyi tarif ederken ben de uykuya dalmışım. Open Subtitles آسف، لقد غفوتُ.. بينما أنتِ تصفين أكثر الحفلاتِ مللاً.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus