| Sonra, bundan sıkıldık ve onu çağırmaktan vazgeçtik. | Open Subtitles | عندما مللنا من ضحكاته توقفنا عن الأتصال به |
| Bu eski, aptal hikayeden sıkıldık. | Open Subtitles | لقد مللنا من هذه القصة البلهاء |
| Bu "Haydi gidip dolapta sevişelim, çünkü hayatlarımızdan sıkıldık" tarzı bir şey değil. | Open Subtitles | هذا ليس مثل "لنتضاجع في غرفة التجهيزات لأننا مللنا من حياتنا" |
| Hırdavat dükkanı ve babamın evi gibi alıştığımız yerleri soymaktan sıkılmıştık ve daha önce hiç girmediğimiz bir yer seçtik: | Open Subtitles | لقد مللنا من سرقة الأماكن المعتادة مثل مخزنِ المعدَّات وبيت أَبّي لذلك إخترنا مكانا لم ندخله مسبقاً |
| Lexington Park'taki kulüplerden sıkılmıştık. Herkesi tanıyoruz. | Open Subtitles | لقد مللنا من النوادي حول حديقة لكنغستون |
| Ama sonunda hepimiz gerçekten sıkılırız. | Open Subtitles | و لكن في النهاية نكون كلنا قد مللنا |
| Hep bizde banyo yapmanızdan bıktık. | Open Subtitles | لقد مللنا منكم وأنت تستحمون فى أماكننا طوال الوقت. |
| Minik Horace'ımla sıkılırsak Londra'ya dönmeye zorlanabiliriz. | Open Subtitles | لو هوراسي الصغير و انا مللنا.. قد نضطر للعودة إلى لندن. |
| Evde kalmaktan sıkıldık. | Open Subtitles | لقد مللنا من البقاء بالمنزل |
| sıkıldık. Burası ne? | Open Subtitles | لقد مللنا , ما هذا المكان؟ |
| Senden ve hikayelerinden sıkıldık! | Open Subtitles | مللنا منكِ ومن قصصكِ الغبية |
| sıkıldık. | Open Subtitles | لقد مللنا |
| Birbirimizden çok sıkılmıştık zaten. | Open Subtitles | نحن قد مللنا من بعضنا |
| Ama sonunda hepimiz gerçekten sıkılırız. | Open Subtitles | و لكن في النهاية نكون كلنا قد مللنا |
| Senden ve o aptal hikâyelerinden bıktık! | Open Subtitles | لقد مللنا منك ومن قصصك الغبية |
| Olur da Avrupa'dan sıkılırsak Kanada'mıza gideriz. | Open Subtitles | (و... ان مللنا من (أوروبا هناك دائماً |