"مما كان عليه" - Traduction Arabe en Turc

    • ondan daha
        
    • olduğundan daha
        
    • olmadığı kadar
        
    • olduğundan çok daha
        
    Ben de ondan daha iyi bir baba olacağıma dair kendi kendime söz verdim. Open Subtitles وأنا وعدتُ نفسي أنّي سأصبح أباً أفضل مما كان عليه
    Eğer tetiği çekersen ondan daha iyi biri olamazsın. Open Subtitles أنت فعلتَ ذلك ولستَ بأفضل مما كان عليه
    Prezervatifler ondan daha hızlı geldi! Open Subtitles والواقي الذكري جاء أسرع مما كان عليه!
    Karmaşık bir şeydi, ben de olduğundan daha basitmiş gibi davranmak istemiyorum. TED كان أمرا معقدا، و لا أدعي أنه كان أبسط مما كان عليه.
    Bu hareket, kolluk kuvvetleri tarafından bir kaç yıl önce olduğundan daha fazla benimsenmiş durumda. TED وهذا يتم تبنيه أكثر من قبل منفذي القانون مما كان عليه قبل سنوات.
    Günümüzde, hiç olmadığı kadar belki de, iyi bir yaşam sürmek mümkün. TED قد يكون تحقيق معيشة جيدة الان اسهل مما كان عليه في السابق
    Şu bir gerçek ki bugün dünya daha önce olduğundan çok daha tehlikeli. TED من الواضح أن العالم اليوم أصبح أكثر خطورة مما كان عليه من قبل.
    Ve son ondan daha iyi bir kardeşsin. Open Subtitles A-وأنت أكثر من أخ مما كان عليه.
    Umarım sen ondan daha akıllı davranırsın. Open Subtitles آمل أن تكون أذكى مما كان عليه
    Kariyerde yeniden yaşama dönüş, hatta önce olduğundan daha iyi bir biçimde. TED استعدت عملى، حتى أفضل مما كان عليه سابقا.
    Ün kazanma isteği geçmişte olduğundan daha yaygın ve popüler. Dijital çağımızda ise, elde etmek çok daha kolay. TED والسعي وراء الشهرة منتشر بكثرة وأكثر شعبية الآن مما كان عليه وفي عصرنا عصر الديجيتل هو أسهل للتحقيق
    Matematik ya da müzik olsun -- bir şeyi daha önce olduğundan daha farklı bir şey haline getirmeden önce bu kadar uzun zaman alır. TED سواء كان الرياضيات أو الموسيقى. هذه المدة ما تحتاجه لتبدأ في تغيير شيء بحيث يصير أفضل مما كان عليه قبل ذلك
    Değişimi kucakladı çünkü her zaman, olduğundan daha iyi bir adam olmak istedi. Open Subtitles لأنه طالما أراد أن يكون أفضل مما كان عليه.
    Olağanüstü fiziksel durumuna rağmen o tamamen benimle beraberdi, yol gösteriyor, büyütüyor ve daha önce hiç olmadığı kadar babalık yapıyordu. TED رغم حالته الجسدية القاسية، كان حاضرا معي بشكل كامل، يرشدني، يرعاني كان أبي بقدر إن لم أقل أكثر مما كان عليه من قبل.
    Dünya hiç olmadığı kadar ilgi çekici. TED يبدو العالم أكثر إثارة مما كان عليه يومًا.
    Bu gemi ben yokken, benim liderliğimde olduğundan çok daha iyi işlemiş. Open Subtitles سار هذا الفريق بشكل أفضل في غيابي مما كان عليه تحت قيادتي.
    Dünya şu anda 19. yüzyılda olduğundan çok daha sıcak. Open Subtitles العالم أسخن مما كان عليه في القرن التاسع عشر.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus