"مما هي" - Traduction Arabe en Turc

    • olduğundan daha
        
    • daha da
        
    • durumu olduğundan
        
    • şeyleri olduğundan
        
    • hallerinden
        
    Bugün olduğundan daha kapsayıcı bir şekilde yeniden kabul edilmesi gerekiyor. TED ويجب أن يتم إصلاحها على أساس أكثر شمولاً مما هي عليه اليوم.
    Evreni bugün olduğundan daha zengin ve daha güzel hale getiririz. TED لنحول الكون إلى مكان أكثر غنى و جمالا مما هي عليه اليوم
    Bence tabloyu olduğundan daha karamsar bir şekilde çiziyorsun. Open Subtitles حسنا ، أعتقد أنك ترسمين لوحة قليلة السواد مما هي عليه في الحقيقة.
    Ağlama. durumu daha da zorlaştırmak zorunda değilsin, tamam mı? Open Subtitles لا تبكي، ليس عليكِ تصعيب الأمور أكثر مما هي عليه، حسناً؟
    Ortalık zaten karışıkken daha da karıştırmanın gereği yok. Open Subtitles لا نحتاج لعمل مشكلة كبيرة لهذا الأمر مما هي عليه الآن
    Lütfen durumu olduğundan daha garip hale sokma. Open Subtitles ارجوك لا تجعل الامور محرجة اكثر مما هي عليه
    Seni ayaklarının üzerinde tutar, gelebilecek tehlikelere karşı hazır bekletir, ama korku ise bir şeyleri olduğundan daha kötü halde hayal etmene sebep olur. Open Subtitles سيساعدك في البقاء على أهبة الإستعداد والتيقظ لأي خطر محدق لكن الخوف... يجعلك تتخيل الأمور بشكل أسوأ مما هي عليه
    Bitkilerin normalden daha fazla süberin üretmelerini sağlamalıyız çünkü mevcut hallerinden biraz daha iyi durumda olmaları gerek. TED علينا جعل النباتات تنتج كمية أكبر من السوبرين تفوق إنتاجها الطبيعي، لأننا نحتاجها لتكون أفضل مما هي عليه الآن.
    3 çocuk yetiştirmek, tam gün işte çalışmak ve zamparalık sahip olduğundan daha fazla enerji gerektirir. Open Subtitles تربية ثلاثة أطفال، الدوام الكامل و مطاردة النساء تتطلب طاقة كبيرة أكثر مما هي عندك
    3 çocuk yetiştirmek, tam gün işte çalışmak ve zamparalık sahip olduğundan daha fazla enerji gerektirir. Open Subtitles تربية ثلاثة أطفال، الدوام الكامل و مطاردة النساء تتطلب طاقة كبيرة أكثر مما هي عندك
    "İlişkiler olduğundan daha yakın görünebilir." Open Subtitles قد تبدو العلاقات اقرب مما هي عليه بالواقع
    Hayatını, olduğundan daha acı hale getirme. Open Subtitles فقط لا تجعلي حياته مؤلمه أكثر مما هي الأن
    Haberler her zaman saçmalıkla doludur. Her şeyi olduğundan daha vahim gösterirler. Open Subtitles هذا دائما هراء يجعلون الامور تبدو أسوأ مما هي عليه
    Ağlama. olduğundan daha zor hale getirme, tamam mı? Open Subtitles لا تبكي، ليس عليكِ تصعيب الأمور أكثر مما هي عليه، حسناً؟
    ...ki olduğundan daha renkli gibi geliyor. Open Subtitles و التي تبدو أكثر روعة مما هي عليه حقيقةً
    İşlerin daha da çirkinleşmesini istemiyorum. Open Subtitles أكره حقاً أن تتحول الأمور للأقبح أكثر مما هي عليه الأن
    - İşlerin daha da çirkinleşmesini istemiyorum. Open Subtitles أكره حقاً أن تتحول الأمور للأقبح أكثر مما هي عليه الأن
    Jack, durumu olduğundan daha da güçleştirme. Open Subtitles جاك)، لا تصعب الأمور أكثر مما هي عليه)
    Bazı şeyleri olduğundan daha güç yapmayalım. Open Subtitles دعينا لا نجعل الأمور أصعب مما هي عليه
    ülke çapında ekonomistlerin ve psikologların yaptığı bir araştırma, şaşırtıcı bir şeyi ortaya çıkardı. Etki eğilimi diye adlandırdığımız bir şey, yani simülatörü kötü çalışmaya meyleden bir şey. Simülatörün sizi, farklı sonuçların gerçek hallerinden çok daha farklı olduğuna inandırması. TED أن الأبحاث التي يقوم مختبري بها والتي يقوم بها الاقتصاديون والأطباء النفسيون في البلاد كشفت لنا شيئا مذهلا بالفعل شيءٌ ندعوه التأثير المنحاز أي نزعة جهاز المحاكاة للعمل بصورة خاطئة حيث يشعرك جهاز المحاكاة بان النتائج المُختلفة هي مختلفة اكثر مما هي عليه بالواقع

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus