"مناسبة خاصة" - Traduction Arabe en Turc

• özel bir gün
• özel bir durum
• için özel bir
• özel bir olay
• özel bir etkinlik
• özel günler
• özel bir fırsat

Hatırlamam gereken bir yıldönümü yada özel bir gün mü vardı yoksa?
هل هناك نوع ما ذكرى او مناسبة خاصة من المفترض أن أتذكرها؟

Hey orada şölen var. Bugün özel bir gün mü? Aslında abi...
مهلاً ،توجد وليمة هنا أهناك مناسبة خاصة ؟

Bu özel bir gün ve izin verirsen zamanımı karımla dans ederek harcamak istiyordum.
هذه مناسبة خاصة, واذا لا تمانع أنا أريد أن أقضيه مع زوجتى

Peki motoru kullanmam gereken özel bir durum olursa ne olacak?
ماذا لوكان هناك مناسبة خاصة وعلي ركوب الدراجة

- Evet. - Bu gece içmek için özel bir nedenin mi var?
نعم هل هناك مناسبة خاصة الليلة ؟

Bu özel bir olay olduğuna göre hepiniz bir yudum şarap içebilirsiniz.
بما أنها مناسبة خاصة ، مسموح لكم جميعا شربة نبيذ واحدة

Biliyorum ancak özel bir etkinlik olmadıkça ev partileri çok sönük geçiyor.
أعلم ، لكن حفل منزلية يمكن أن تكون .مملة جداً دون مناسبة خاصة

Bugün çok özel bir gün.
معكم مقدم البرنامج لين مارتن معكم اليوم في مناسبة خاصة جداً

- Bunlar özel günler için değil mi? - Bu da özel bir gün.
اظنها تستعمل فى المناسبات الخاصة انها مناسبة خاصة

Karbonatlanmıştı ama özel bir gün olduğu için.
أشرب ماءً.. ماء مُكربن لكونها مناسبة خاصة

özel bir gün değil, büyükanne. Giymeliydin bu şeyi.
لا توجد مناسبة خاصة جدتى كان عليك إرتداء اللعين

özel bir gün olmadıktan sonra kimse bana çiçek göndermemişti.
لا أحد تضمينه في إرسال أي وقت مضى لي الزهور إلا إذا كان مناسبة خاصة.

özel bir gün değilse oyuncak alınmayacağını bilir, ama her çocuk gibi... etrafa bir göz atmak ister.
يعلم أنه لن يحصل على شىء ما لم iيكن هناك مناسبة خاصة أو ما شابه لكنه كأى طفل , يريد الدخول والقاء نظرة

Bugün çok özel bir gün. Bugün Timmy sekiz yaşına giriyor.
اليوم مناسبة خاصة إنه عيد ميلاد"تيمى" الثامن

Tabii bu çok özel bir durum. Misafirler Var.
بالطبع هذه مناسبة خاصة لم يأتي احد لرؤيتهم منذ زمن

özel bir durum olduğuna bakınca biraz gayret göstereyim diye düşündüm.
حسنا, فكرت أن أبذل جهدي, بما أنها مناسبة خاصة.

- Pekâlâ, ama sadece özel bir durum olduğu için.
حسناً، حسناً، لكن فقط لأنها مناسبة خاصة.

Objenizi göstermek için özel bir an beklediğinizi söylemiştiniz.
أردتِ مناسبة خاصة لتُظهري صنمك

Bu özel bir olay. nerede olduğunu biliyorum. Hadi.
انها مناسبة خاصة أنا أعرف مكانها, هيا

McKinley'de yarın çok özel bir etkinlik olacak ve şarkı grubu New Directions'ın sahne almasını rica ediyorum.
ثانوية ميكنلي ستنظم مناسبة خاصة جداً يوم غد، وأنا أطلب أداء فريق الأغاني الإتجاهات الجديدة!

O zaman bu özel bir fırsat.
إذاً هي مناسبة خاصة