Glenn'e hapisaneyi uygun gördüğü şekilde yönetmesi için izin verdiniz. | Open Subtitles | لقد سمحت لجلين ان يدير السجن بالطريقه التى يراها مناسبه |
Hayır Ama gerçekten zor uygun hokey eldiven bulmak . | Open Subtitles | لا,لكن سيكون من الصعب ان اجد قفازات هوكى مناسبه لى |
Teklifimin karşılığında uygun bir kurumda Amanda'nın tedavi almasını sağlayın. | Open Subtitles | بالمقابل بأن تحصل أماندا الرعايه التي تحتاجها في مؤسسه مناسبه |
Hayatımı öylesine meşgul ettiler ki; doğru düzgün saçımı kestirmeye bile vakit bulamadım. | Open Subtitles | كلاهما أستحواذا على حياتى حتى أننى لم أحظى بوقت للحصول على قصة شعر مناسبه |
Bunu özel bir olay için saklıyordum. Burada pek sık yaşayamadık. | Open Subtitles | لقد خزنت ذلك من أجل مناسبه خاصه لم يعد لدينا المزيد منها هنا |
-Siyah her şey için uygundur. -Aynı zamanda zayıf gösterir. | Open Subtitles | الأسود جيد لأي مناسبه وهو رفيع أيضاً |
Kostümlerden birini giy. Deneme için şu an ışık uygun. | Open Subtitles | إرتدي إحدي تلك الأزياء، الإضاءة مناسبه لإختباركِ الآن |
İstanbul'daki Rus Konsolosluğundan uygun bir kız seçtim. | Open Subtitles | لقد اخترت فتاه مناسبه من القنصليه الروسيه فى إسطنبول |
uygun bir mecaz ama her neyse bir faydası yok. Hiç. | Open Subtitles | إستعاره مكنيه مناسبه ولكن مهما كانت فهى عديمة الفائده لى ، لاشيىء |
Rengi uygun ama, hayır. Sanmam. | Open Subtitles | هذه بها الوان مناسبه لكن أنا لا أعتقد لذا. |
Bu ülkede, kimin suçlu, kimin suçsuz olduğuna karar veren doğru dürüst, hukuka uygun yargılama olurdu. | Open Subtitles | إجراءات مناسبه لهذه الدوله يتم على اساسها الحكم مإذا كنت مذنبا ام لا |
Çünkü burun boşluğunda o kadar küçük manevraları yapıp uygun açıyı yakalayacak bir alet yok. | Open Subtitles | لعدم وجود اجهزه تناسب هذا التجويف الانفي الصغير وصعوبة الحصول علي زوايا مناسبه. |
- 13 numara senin için mükemmel. - That's not how it works. En sağ arka tarafta uygun olanlar var. | Open Subtitles | ـ رقم 13 مناسبه لك هذي لست الطريقه التي تحدث بها الامور |
Eğer mahkûm bu kuralları çiğnerse uygun disiplin cezasını vermeniz için 30 dakikanız olacak. | Open Subtitles | إذا قام سجين بكسر القواعد في خلال ثلاثون دقيقه يجب أن تتخذ وسيله تأديب مناسبه |
Nasıl bir sürtük olduğunu düşünürsek, pek bir uygun kaçmış. | Open Subtitles | انها مناسبه . بالنسبه لكم انت من حقيره صغيره |
Ona bunun artık uygun olmadığını söylediğimde, çok iyi karşılamadı. | Open Subtitles | و عندما أخبرته أنني غير مناسبه له هو لم يتقبل هذا |
O yemekler insan tüketimine uygun değil. | Open Subtitles | تلك الوجبات ليست مناسبه للإستهلاك البشري |
Son zamanlarda birden fazla nişanlanmayı geri çevirdim, fakat bir saatranç taşı gibi uygun görülen bir evliliğe itilmem an meselesi. | Open Subtitles | انني ارفض الكثير من طالبي يدي مؤخرآ ولكنها فقط مسألة وقت حتى اصبح مجرد قطعه شطرنج مناسبه للزواج من احدهم |
Aslında hayır. Dans etmek düzgün bir öğrenme ortamını sağlamaya pek yardımcı olmaz. | Open Subtitles | الرقص لا يساعد على تكوين بيئه تعليمية مناسبه |
Sizin gibi düzgün bir bayanı hizmetçi odasında görmek beni biraz şaşırttı. | Open Subtitles | أنا مندهش لرؤية سيده مناسبه تشبهك استمع الى توجيهتها |
İlaçlarını düzgün işaretlemediğine say. | Open Subtitles | اعتبريه عقاباً لعدم وضع لواصق مناسبه على ادويتك |
Bayanlar ve baylar... Mutlu bir olay söz konusu! | Open Subtitles | سيداتي سادتي، لدينا مناسبه سعيده |
Sana kalsa, Bar mitzvah için bile uygundur. | Open Subtitles | تظن حقاً أن حانه "ميتزفاز" مناسبه |