Senden bir şey istediğimde zamanın hiç uygun olmaması ne garip. | Open Subtitles | مرح ان لا يكون وقتًا مناسبًا أبدًا كلما احتجت منكى شئ |
Sebep teklifimin ona uygun olmamasıydı. | TED | بل، لأن ما قمت بعرضه عليه لم يكن مناسبًا لما أراد. |
CA: Bunu yapmak için havanın aynı anda tüm bu konumlarda uygun olması gerekiyordu, net bir görüntü elde edebilmeniz için. | TED | ك.أ: للقيام بهذا، كان لا بد للجو أن يكون مناسبًا في هذه الأماكن كلها في نفس الوقت، حتى تحصلوا على صورة واضحة. |
İhtiyacımız olan şey iyi bir suç avukatı ve ben birini tanıyorum. | Open Subtitles | ما نحتاجه هنا هو محامي جنائي رائع و أنا أعرف واحدًا مناسبًا |
Şimdi fare otopsisinin sırası değil kendinizi de bunu da alıp gidin. | Open Subtitles | ليس الوقت مناسبًا لتشريح فأر لذا خذاه واخرجا من هنا. |
İlk olarak Yeni Güney Galler mahkemesi uygun bir vekil atar. | TED | أولًا، يجب أن تعيّن المحكمة العليا في نيو ساوث ويلز إداريًا مناسبًا. |
Bu iş için uygun değildim, o yüzden yerime geçecek bir enayi lazımdı. | Open Subtitles | لست مناسبًا لذلك، وكنت بحاجة لمغفّل ما ليأخذ مكاني فحسب |
Ayrıca yeniden suç işlemesini önlemek için uygun gördüğünüz herhangi bir işlemi uygulamaya sokabilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك أيضا عمل أي إجراء مناسبًا لك من أجل منعه من الرجوع إلى الإجرام |
Ama kocanın önünde uygun olur muydu bilemiyorum. | Open Subtitles | لكنّي لم أكن أعلم إذا كان هذا مناسبًا أمام زوجكِ السابق |
Haliyle geleceğinize yönelik planları görüşmek için çok uygun bir an. | Open Subtitles | ممّا يجعل الوقت مناسبًا للحديث عن خططكِ للمستقبل. |
Saat dokuza geliyor. Bu saatte kimsenin bizi araması uygun değil. | Open Subtitles | إنها حوالي التاسعة مساءً هذا ليس وقتًا مناسبًا |
Evet, yetkimizde, uygun gördüğümüz takdirde standart kuralları uygulamak vardır, ...eşsiz bir dizi gerçeklere dayanarak. | Open Subtitles | نعم، ولكننا نطبق اللوائح كما نراه مناسبًا وفقًا للحقائق المعطاة |
En sonunda kendime uygun birini buldum ve kendimden uzaklaştırdım. | Open Subtitles | تعرفين، أخيرًا وجدت شخصًا مناسبًا لي وقد أبعدتها عني |
Size hangi artığı uygun görürsem onu alıp müteşekkir olacaksınız. | Open Subtitles | ستأخذون الفتات الذي أرتأيه مناسبًا لكم، وستكونون ممتنين |
Seni bir numaralı halk düşmanı ilan etti sen de sohbet için uygun zaman olduğunu mu düşündün? | Open Subtitles | إنّها تصوّرك العدوّ الأوّل للمجتمع، فترى ذلك وقتًا مناسبًا لمحادثتها؟ |
Burayı onunla bebeği için uygun ve güvenilir bir yer yapmak istiyoruz. | Open Subtitles | أريد أن أجعل هذا المكان مناسبًا وآمنًا لها وللطفلة. |
uygun bir çözüm bulduktan sonra sorunu size sunmayı yerinde buldum. | Open Subtitles | نويت أن أنبئك بالمشكلة حالما أجد حلًّا مناسبًا. |
Millet, bu bunun için hiç de iyi bir zaman değil. | Open Subtitles | يارفاق هذا ليس وقتًا مناسبًا للقيام بهذا، فكما سمع الكثير منكم |
Neden bu probleme biyolojik bir çözüm sunmak için iyi bir zaman? | TED | لماذا يعتبر الآن وقتًا مناسبًا لإيجاد حل بيولوجي لهذه المشكلة؟ |
Bak, bu gerçekten iyi bir zaman değil. Bu yüzden aradığınız için teşekkür ederim. | Open Subtitles | أتعلم ، هذا ليس وقتَا مناسبًا ، أشكرك على اتصالك |
Eğer beni öpmeyi düşünüyorsan şu an tam sırası olabilir. | Open Subtitles | حسنًا، إن كنت ستقبلني فالآن وقتًا مناسبًا |
Doğru değil, uygun değil, adil değil, münasip değil. | Open Subtitles | هذا ليس صحيحًا ، ليس مناسبًا ليس عدلًا ، و ليس ملائمًا |
Sonra arasana, şu anda müsait değilim. | Open Subtitles | عليك أن تتصل بي لأن هذا ليس وقتًا مناسبًا |