Böylece az adamla tek başımıza düşman bölgesine gidip gelebilecektik. | Open Subtitles | لذا كان يُمكننا أن نسافر بدون أحمال وبمفردنا في مناطق العدو |
Ajanlıkta çok gizli görevler, düşman bölgesine sık sık bir başınıza ve silahsız olarak gitmenizi gerektirir. | Open Subtitles | كجاسوس فإن العمليات السرية تعني غالباً... الذهاب إلي مناطق العدو بمفردك وبدون سلاح |
Silahsız bir adamla birebir dövüş, ...düşman bölgesine sızıp, onları etkisiz hale getirmek ve kendi bölgesine dönmek. | Open Subtitles | يقاتلون رجالا مسلحين دون أسلحة يخترقون مناطق العدو ... ويقضون عليهم ... في نطاقهِ |
Senatör Amidala, az önce Dış halka'daki düşman bölgesine doğru yol aldığınız haberini aldım. | Open Subtitles | (سيناتور (اميدالا لقد تلقيت معلومات عن قيامك بالمخاطرة بعبور مناطق العدو بالفضاء الخارجى |