"منبوذة" - Traduction Arabe en Turc

    • dışlanmış
        
    • terk edilmiş
        
    • Sakıncalı
        
    • dışlanır
        
    • Dışlandın
        
    • dışlandığı
        
    • Dışlanmıştım
        
    • dışlanacaksın
        
    Buraya geldiğiniz için teşekkürler. Arabasız kendimi dışlanmış hissediyorum. Open Subtitles يجب أن أشكركم للقدوم هنا مجدداً أنا منبوذة حقيقية بدون سيارتي
    — Hı hı. dışlanmış hissetmek... Open Subtitles تشعر بأنها منبوذة يسخر منها الآخرون كل يوم
    Zavallı kadıncağız kendini dışlanmış hissettiği için gölgelerin arasında yaşıyor. Open Subtitles هذه المرأة المسكينة مجبرة على العيش في الخفاء لأنها تشعر أنها منبوذة
    Ama gözlerinde hala o kaybolmuş terk edilmiş kızı görebiliyorum. Open Subtitles لكني أراها لا تزال ضائعة فتاة منبوذة مما تقول عينيها
    Sakıncalı o. Bir İngiliz'le birlikte olduğu için. Open Subtitles إنها منبوذة لصداقتها مع رجل إنجليزي.
    Bu ülkede ırk ayrımına karşı olduğunu ulu orta eden biri halk tarafından dışlanır Bay Young. Open Subtitles في هذه البلاد , هؤلاء الذين يظهرون علانية . ضد التفرقة العنصرية . أكتسبو منزلة منبوذة
    Yani sende Dışlandın, öyle mi? Open Subtitles إذاً أنتِ منبوذة أيضاً؟
    Ve vaftiz olduktan sonra, topluluğu terketmeye karar verdi, bu da dışlandığı anlamına geliyor. Open Subtitles و , بعد أن تم تعميدها , قررت أن تترك الجماعة مما يعني انها منبوذة
    Sınıf arkadaşlarımın birçoğu tarafından Dışlanmıştım; bir tanesi çok ileri çok ileri gidip tüm bulaşıkları temizlemem için önüme iterek; "buraya gerçekten ne yapmaya geldiğimi" sordu. TED كنت منبوذة من العديد من زملائي، حيث تمادى أحدهم كثيراً حين قام بدعوتي "لفعل ما جئت للقيام به هنا" حيث قام بدفع أكوام الأطباق المتسخة من الغذاء نحوي لتنظيفها.
    Bu ölümlü dünyada, benzersizliğin yüzünden her daim dışlanacaksın. Open Subtitles بعالم الموتي هذا لطالما ستكونين منبوذة لقاء تميزك
    Kızım sonsuza kadar bu ormanda dışlanmış bir şekilde dolaşacak. Open Subtitles ابنتي ستجوبّ هذه الغابة، وتكون منبوذة إلى الأبد.
    Hayır, farklı bir yol izlediğim için gazeteciler arasında dışlanmış durumdayım fakat o yol senden geçiyor. Open Subtitles لا، أنا منبوذة بين الصحفيين لأنني آخذت إيمان مختلف لكنني أضع ذلك الإيمان بك
    Tanrı'nın, karanlığa mahkûm ettiği bazı yaratıklar vardır. dışlanmış ve yalnızdırlar. Open Subtitles هناك مخلوقات عزلها الرب في الظلام منبوذة ووحيدة
    dışlanmış birine göre oldukça iyiyim. Open Subtitles أنا أتعامل تماماً على أنني منبوذة
    Utancınızdan kurtulmak istersiniz. Ama dışlanmış olmak da istemezsiniz. Open Subtitles لكن لم يكن لتكوني منبوذة آه ، لا
    Bilirsin işte, genç bir anne, pek sevilmeyen, dışlanmış. Open Subtitles أمٌ مراهقه، منبوذة لا تحظى بشعبية.
    Zavallı, masum, terk edilmiş köylü kızımızınki bir sandalda son buldu. Open Subtitles وهكذا انتهى مطاف فتاة بريئة قروية منبوذة على طوف
    Hayatını unutulmuş ve terk edilmiş olarak geçirdiğini biliyorum. Open Subtitles أعلم أنك قضيت غالبية عمرك منسية منبوذة.
    - Kızımızın da Sakıncalı olmasını mı istiyorsun? Open Subtitles -تريدي أن تكون ابنتنا منبوذة أيضاً؟
    Sakıncalı olacaksın sen. Open Subtitles سوف تكوني منبوذة.
    Corleone ailesi dışlanır! Open Subtitles ستكون عائلة كورليونى منبوذة
    Dışlandın! Open Subtitles منبوذة!
    Kusuru olanların nezaket göreceği gudubetlerin güzelleşebileceği tuhaflıkların dışlandığı değil, kutlanıldığı bir yer var. Open Subtitles ثمة موضع يجد فيه الممسوخون نعيمهم يجمُلُ فيه كل قبيح وحيث الغرابة يُحتفَل بها فلا تكون منبوذة
    Dışlanmıştım ve bunun farkındaydım. Open Subtitles كنت منبوذة وشعرت بهم
    Bu ölümlü dünyada, benzersizliğin yüzünden her daim dışlanacaksın. Open Subtitles بهذا العالم الهالك ستبقين منبوذة دومًا لأجل تميزك

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus