Savaşmaya hazır değillerse, ne halt yerlerse yesinler. Bu ülkenin kaygan bir yokuşta baş aşağı kaymasına izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لن أسمح لهذه البلاد بأن تسحب لأسفل منحدر زلق |
kaygan bir zeminde yaşıyorsun, evlat. | Open Subtitles | أنتي تعيشين على منحدر زلق يا طفله |
Ben anlamaz mıyım sanıyorsun, "Kaygan zemin". | Open Subtitles | أنا لا أعرف حول هذا الشيء. إنه منحدر زلق |
- Bu bir Kaygan zemin. | Open Subtitles | إنه منحدر زلق. |
Çok riskli bir oyun oynuyorsun. | Open Subtitles | حتى يمكنك فقط الذهاب للصيد طوال النهار، ذلك منحدر زلق الذي تلعب عليه. |
Yaşlanmak, kaygan zeminde yürümek gibi. | Open Subtitles | انه منحدر زلق ان اكبر في السن |
Çok yüksek ve kaygan bir buz... dağına tırmanmaya çalışıyorsunuz. | Open Subtitles | عواقب أفعالك ...إنه منحدر زلق جدا |
kaygan bir yoldasın. | Open Subtitles | أنت فى منحدر زلق |
Hilekârlık, kandırmaca kaygan bir viraj gibidir. | Open Subtitles | الغش والخداع منحدر زلق |
- kaygan bir zemin. | Open Subtitles | إنه منحدر زلق بمجرد أن تفتح |
- bu cehenneme doğru kaygan bir yola dönüşür. | Open Subtitles | -فهو منحدر زلق نحو الفوضى" " -صحيح . |
- Kaygan zemin. | Open Subtitles | منحدر زلق. |
S. riskli bir durumu yönlendirmeye çalışırken görüldü. | Open Subtitles | --شوهدت" "إس) وهي تحاول أن تتجاوز منحدر زلق) |
Bu çok riskli bir durum arkadaşım. | Open Subtitles | هذا منحدر زلق ياصديقي |
Aileni reddetmek riskli bir iştir. | Open Subtitles | قولك لا لعائلتك هو منحدر زلق |
Bu kaygan zeminde olmak gibi. | Open Subtitles | إنه منحدر زلق |