"منحها" - Traduction Arabe en Turc

• verdiği
• verdi
• verildi
• vermek
• verebilirsiniz
• verebileceğim

"Bir kadına verdiği en yüksek onuru verdi.
لقد منحها من الملاطفة ما لم يمنحْه لأي امرأة سواها

Milla gibi çok şirin bir Rus ismini üvey ailesinin verdiği isme tercih etmekten çok pişmandı.
وقد نجحت فى اخفائها لاسم روسى جميل مثل أسم مــيــلا الذى منحها لها عائلتها والتى كانت تعيش تحت رعايتهم

O,onun için harika referanslar verdi , Bay Rucastle.
مع الكولونيل سبنس مونرو. لقد منحها توصية ممتازة يا سيد روكاسيل.

Sen büyük bir günah işledikten sonra ölmüş bir ruhsun, fakat sana bir kez daha dünyaya dönüp, mücadele etmek için bir şans daha verildi.
،أنت روح قد ماتت بعدما ارتكبت خطيئةً عظيمة ،ولكن قد تم منحها فرصة أخرى للقتال . للعودة للعالم مجدداً

Gizli dosyalara ulaşacak yetkiler verildi.
منصبها منحها إمكانية الاطلاع على ملفات سرية

vermek zorunda olacağım el işlerinin sayısından haberin var mı?
هل أنت على علم بعدد الوظائف التي يجب علي منحها ؟

O zaman karaciğerimi ona verebilirsiniz.
يمكنكَ منحها كبدي عندئذٍ

Daha sonra onu bahçede, benim yarattığım ölümsüzlüğü verdiği kadın ile, yani uğrunda beni tercih ettiği kadın ile birlikte buldum.
لذا وجدته في البرية مع المرأة التي منحها خلودي. المرأة التي آثرها عليّ.

Başım ağrıyacak gibi oldu ama doktorun verdiği ağrı kesicilerden bir tane aldım.
شعرت بأن صداعاً قد بدأ لكني أخذت واحدة من حبوب الألم التي منحها لي الدكتور

Bu kadın, ülkemizin ona verdiği büyük onur ve sorumluluğa uygun hareket etmiyor.
هذه المرأة تلعب بسرعة وبرخوٍ مع شرف عظيم ومسؤولية منحها بلدنا لها

Sence Meryem Ana da Tanrı'nın ona verdiği oğul için planlarını öğrenince ihanete uğramış hissetmedi mi?
الا تعتقدين ان ماري الاخرى شعرت بالخيانة عندما ادركت ما نوى اليه الرب بشأن ابنها الذي منحها اياه ؟

Ya bana yardım edeceksin... Ya da tanrının verdiği istediğin hayatı senden zorla koparacağım.
ولسوف تفعل وإلا ساسلبك تلك الحياة التى منحها الله لك

Ölen Ishballilerin canlarını alıp sonra hepsini sana verdi, o kolun içinde.
لقد كان يأخذ أرواح أموات أشبال داخل جسده, و منحها جميعا لك, في هذه الذراع

- Hizmetçi bunu bize verdi. Yine de ona bahşiş vermelisin. Yapılacak doğru şey bu.
قامت الخادمة بإعارتنا هذه لا زال عليكِ منحها نفحة فهذا الأمر الصائب فعله

- Annem onu terketti, ve de yargıç ona velayeti verdi, ama sonra kendi ölümünü duyurdu ve beni etrafta izlemeye başladı, gizlice.
-ماذا؟ -أمي تركته والقاضي منحها حق الحضانة الكاملة

İlk defa, en yüksek onurumuz, uzak gökyüzünün altında doğmuş bir savaşçıya verildi.
لأول مرة, أعلى منزلة تكريماً لدينا يتم منحها إلى محارب ولد تحت السماء البعيدة.

Bu bana Smithsonian müzesi müdürü tarafından verildi.
هذه منحها لي مدير متحف سميثسونيان.

Ona bakıyorum ve ona vermek istediğim şeyleri düşünüyorum.
عندما أنظر إليها أفكر في كل الأشياء التي أود منحها إياها

Bu seni sana zevk vermek isteyen erkeklere açık yapıyor, ama seni rakiplerine de açık yapıyor.
يجعلك منفتحه امام كل المتع التي يريد الرجل منحها لك ولكن مؤخرآ بدوت لي منفتحه تجاه المتطفلين

Holly'yle sen benim adıma falan verebilirsiniz.
أنت و(هولي) بوسعكما منحها هذا

Hayır. Charlie, ona, benim verebileceğim şeyi veremez. Eninde sonunda bunu anlayacak.
لا، لا يمكنه منحها ما لديّ سوف ترى هذا بالنهاية