Eğer seni öldürecek olsaydım, bunu uzun zaman önce yapardım. | Open Subtitles | إن كنت أريد قتلك كنت سأفعل هذا منذ وقت بعيد |
Beyni mantarlaşmamışsa bile, ki mantarlaşmış, uzun zaman önce dilini yutmuş olmalı. | Open Subtitles | حتى لو كان مخه واعيا, ولكنه ليس كذلك فقد مضغ لسانه منذ وقت بعيد |
Bu gezegende uzun zamandır sıkışıp kaldım, hep kurtulduğumu hayal ediyordum. | Open Subtitles | لقد كنت عالقاً فى هذا الكوكب منذ وقت بعيد أحلم بالخروج منه |
Anlarsın ya bu, uzun zamandır elime geçen en ayan beyan dosya. | Open Subtitles | تعرف .. هذه أكثر قضيه سهله و معقده حظيت بها منذ وقت بعيد |
Çok uzun zaman önceydi. | Open Subtitles | كان هذا منذ وقت بعيد |
Jake, benim yaşamımda uzun süredir olan en iyi şeysin. | Open Subtitles | جايك, أنت الشىء الجيد الوحيد الذى حدث فى حياتى منذ وقت بعيد |
Tüm pompaları uzun süre önce buradan çıkarmam gerekti. | Open Subtitles | كان علي ان أخذ كل المضخات من هنا منذ وقت بعيد |
uzun zaman önce, çok uzaklardaki bir marketin önünde... | Open Subtitles | منذ وقت بعيد , امام متجر مناسب بعيد , بعيد جدا |
uzun zaman önce başka bir yere tayinini isteyebilirdin. | Open Subtitles | هل تعلم، كان من الممكن أن تحصل لنفسك علي إنتقال منذ وقت بعيد |
Evet. uzun zaman önce, yapabileceğini söylemiştim | Open Subtitles | نعم, أخبرتها منذ وقت بعيد أن بإمكانها أن تكون |
- O fikir uzun zaman önce aklıma gelmişti. | Open Subtitles | حسنا، أعني، تعلم، كانت لدي تلك الفكرة منذ وقت بعيد. |
Yani bilirsin uzun zaman önce aklıma gelivermişti. | Open Subtitles | حسنا، أعني، تعلم، كانت لدي تلك الفكرة منذ وقت بعيد. |
uzun zaman önce, ta Japonya'da; bu yüzden ayrılmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | منذ وقت بعيد في اليابان لذلك كان علي الرحيل |
Sana uzun zamandır aramızda bir şey olmayacağını söylüyorum. | Open Subtitles | فأنا أخبرك منذ وقت بعيد أنه لن يحصل شيء بيننا |
Çok, çok uzun zamandır söylemek istemediğim şeyleri sana söylemek... yapmak istemediğim şeyleri sana yapmak istedim. | Open Subtitles | عميقا في داخلي أردت ان أقول أشياء كثيرة لك وأردت أن أفعل معك العديد من الأشياء التي لم أكن أرغب في فعلها منذ وقت بعيد جداً جداً |
uzun zamandır tanıyordum ama bir kez olsun o gözle bakmadım. | Open Subtitles | أعرفها منذ وقت بعيد لكنى لم الاحظها |
Bu seyahati uzun zamandır planlıyordum. | Open Subtitles | أرجوك، خططت لهذه الرحلة منذ وقت بعيد. |
uzun zaman önceydi. | Open Subtitles | كان هذا منذ وقت بعيد مضى |
Bu uzun zaman önceydi. | Open Subtitles | هذا كان منذ وقت بعيد |
Beni çok uzun süredir tanıyorsun. Beni geri kalan herkesten daha uzun süredir tanıyorsun. | Open Subtitles | أنت تعرفينني منذ وقت بعيد وأنت تعرفينني أكثر من أي شخص آخر |
Dave çoğunlukla grubuyla olduğundan onunla uzun süre önce bir anlaşma yapmıştık. | Open Subtitles | لدي إتفاق منذ وقت (بعيد مع (ديف حيث أنه يخرج كثيرا مع فرقته |
Maggie Peyton. Çok uzun zaman oldu. | Open Subtitles | ماغي بيتون لم أرك منذ وقت بعيد |