Fakat bir şeyin farkına varmadım; o da, bazen anıların unutulmuş olarak kalmasının daha iyi olduğu. | Open Subtitles | ولكني لم ألاحظ أنه بعض الأوقات الذكريات من الأفضل أن تظل منسيّة. |
Kendini unutulmuş olarak bir kenara koyabilir. | Open Subtitles | النفس الصفيّة تتقلب على إنفراد وتُصبح منسيّة. |
Takdir edilmeyen, sevilmeyen ve unutulmuş. | Open Subtitles | غير مُقدّرَة، غير محبوبة، منسيّة |
O... sıska suratlı kaltak bana, "Affedilmedin." dedi. | Open Subtitles | "تلك العاهرة قالت لي "أنتِ لستِ منسيّة |
"Affedilmedin." | Open Subtitles | "أنتِ لستِ منسيّة" |
Kanlı bir savaş alanında unutulmuş, sıradan bir kişi olarak ölmediğin için ve babanın seni görüp rezil olmak için bir, gün daha yaşayamadığı için özür dilerim. | Open Subtitles | آسفة لأنّك لم تمُت كنكرة منسيّة في ساحة حرب لعينة... ولأنّ والدك لم يعِش يومًا آخر ليلحق به العار بسببك. |
unutulmuş bir tepedeki soğuk toprağın dibinde. | Open Subtitles | في أعماق الطين البارد على تلّة منسيّة |
- Jack. ...unutulmuş bir adada... | Open Subtitles | -على جزيرة منسيّة" " |