"منصة" - Traduction Arabe en Turc

    • platform
        
    • platformu
        
    • sandalyesinde
        
    • kürsüsüne
        
    • sandalyesine
        
    • kürsüsünde
        
    • rampası
        
    • rampasında
        
    • platformda
        
    • standı
        
    • masasında
        
    • mahkemede
        
    • rampasına
        
    • kürsüye
        
    • sahnede
        
    Blok zincirleri bize herhangi bir kaynaktan, herhangi bir birey hakkında kanıt depolanabilen açık, global bir platform yaratmayı sağlar. TED قواعد البيانات المتسلسلة تتيح لنا أن نخلق منصة عالمية مفتوحة تقوم بتخزين أي شهادات عن أي شخص من أي مصدر.
    Konsey başkanının sinyali tam buradan geliyor. İletişim platformu bu kürenin tam tepesinde. Open Subtitles ان اشارة المستشار تنبعث من هناك انها منصة المراقبة في اعلى ذلك البرج
    9:30'da eve varmıştım. Bunu ispatlayabilirim. mahkemede tanık sandalyesinde ya da dışarıda, her yerde yemin edebilirim. Open Subtitles يمكننى أن أثبت ذلك و أقسم عليه ، داخل و خارج المحكمة ، على منصة الشهود ، فى أى مكان
    O orospu avukat onu sanık kürsüsüne oturttu, her şey için onu suçladı. Open Subtitles كانت تلك المحققة الحقيرة ستضعه على منصة الشهود وتلومه على كل ما حدث
    Onu tanık sandalyesine oturttuğumda savcının onu konuşturması uzun sürmeyecek. Open Subtitles اٍن الاٍدعاء سيكسرها فى وقت قصير حين تكون على منصة الشهود
    Denver"da tanık kürsüsünde dururken soruların hepsini bu yüzden anımsayamamıştım. Open Subtitles لذلك لم أتذكر كا ما سألوني في منصة الشهود بدينفير
    Hala durmuş, ışıktan daha hızlı yol alan ve düzgün bir alıcı rampası olmayan Atılgan'a ışınlanmaktan bahsediyoruz. Open Subtitles وهي تنطلق أسرع من الضوء ولا يوجد منصة مجهزة للهبوط عليها
    Bu, atış rampasında kötü bir güne sebep oldu. TED هذا يحاكي يوماً سيئاً على منصة الإطلاق.
    Zamanla, ekonomik işlemler için yeni bir platform haline gelmesini ve milyonlarca insanı yoksulluktan kurtarmasını umut ederdik. TED مع مرور الوقت، نحن نتمنى أن تصبح منصة جديدة للتداولات الاقتصادية، و انتشال الملايين من الناس من الفقر.
    Bu bir platform olabilir ya da bir topluluk sevdiğiniz birisi, kim olursa ne olursa olsun sesinizi çıkarın. TED قد تكون منصة أو مجتمعًا أو حبيبًا ذاك الذي نختاره، مهما يكن، لنتكلم بصوت عال.
    Bu fikir üzerine, kitle kaynaklı bir platform oluşturduk, bir internet oyunu. TED بناء على هذه الفكرة، قمنا بإنشاء منصة التقييم الجماعي، لعبة على شبكة الإنترنت.
    Herkes neden burada olduğunu biliyor. Yeni bir platformu devreye sokacağız. Open Subtitles تعلمون جميعًا سبب حضوركم هنا، سنقوم بكشف الستار عن منصة جديدة
    Bir vücut mimarı olarak, ne istersem keşfedebileceğim bu sınırsız platformu oluşturdum. TED وكمصممة اجسام بشرية ، بنيت منصة غير منتهية و ليس لها حدود لنفسي لأكتشف ما أريده.
    O tanık sandalyesinde durup, yüzüne bakarak seni hiç sevmediğimi söylemek... Open Subtitles الوقوف فى منصة الشهود ، أواجهك و أقول أننى لم أحبك قط
    Ve şimdi, Tanrı bile Tanrı bile Yüksek mahkemede sanık kürsüsüne çıkmak zorunda. Open Subtitles والآن ، حتى الملك حتى الملك سيقف في منصة الشهود في المحكمة العليا
    Bay Vole, onu tanık sandalyesine çıkarmayacağımı söylemem gerekiyor. Open Subtitles مستر فول ، يجب أن أقول لك أننى لن أضعها على منصة الشهود
    Fikirlerini kapanış konuşmasında sunabilir tanık kürsüsünde değil. Open Subtitles أوافق يمكنه التعبير عن أرائه بجلسات مغلقة وليس على منصة الشهود
    Özel sektörün fırlatma rampası. Yere indiğin an zenginsin. Open Subtitles منصة إقلاع للقطاع الخاص إن حصلت عليها ستصبح ثرياً
    Gerçek hayata gönderecek bir fırlatma rampasında olmadıklarını biliyorlar. Open Subtitles من الواضح أنهم يعرفون أنهم ليسوا على منصة إطلاق تجاه الحياة الحقيقة
    London Paddington'a giden 19:24'te kalkacak tren üçüncü platformda. Open Subtitles القطار على منصة ثلاثة هو 19 24 خدمة إلى لندن بادينغتون
    Harry S. Langerman, belki bilebileceğiniz fakat bilmediğiniz birisi, çünkü 1949'da gazetede McDonalds adlı iki kardeş tarafından işletilen bir hamburger standı ile ilgili bir haber okumuştu. TED انما لا . لانه في عام 1949 قرأ مقالة قصيرة في الصحيفة عن منصة همبرجر مملوكة من قبل اخوين من عائلة ماكدونلز
    Belki görmemesi gereken bir şey gördü ya da önemli bir mafya elemanı masasında kaldı. Open Subtitles ربما شاهد شيئاً لا يجب عليه مثلاً مجرم خاطيء مات على منصة عملياته
    Astronotlar fırlatma rampasına. Open Subtitles رواد الفضاء إلى منصة الإطلاق رواد الفضاء إلى منصة الإطلاق
    Tabii ki var. Gerçekten onu kürsüye çıkaracağımı mı düşünüyorsun? Open Subtitles بالطبع توجد قضية أتعتقد بأنى سأجعله يقف على منصة الشهود؟
    sahnede olduğum zamanlar her şey için bana bağımlı olmak zorundaydın. Open Subtitles عندما كنت على منصة لمسح، كنتِ تعتمدين علي في كل شيء.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus