Dünya'nın yer kabuğu tektonik levhalar denen devasa, sivri uçlu kaya tabakalarından oluşur, her biri Dünya'nın mantosunun sıcak, kısmen erimiş katmanı üzerindedir. | TED | تتكون قشرة الأرض من العديد من ألواح الصخور الخشنة. تسمى الصّفائح التكتونية، تركب كلٌ منها على طبقة ساخنة، منصهرة جزئياً من وشاح الأرض. |
Irmağın her bir damlası birinci sınıf erimiş çikolatadan oluşmuştur. | Open Subtitles | كل قطرة من هذا النهر هو عبارة عن شوكولاتة منصهرة من أعلي الجودات |
Hem de stratejimin erimiş sıcak lavlarıyla. | Open Subtitles | وهي على وشك أن تنفجر بحمم منصهرة ساخنة من الاستراتيجية |
Dolayısıyla sonunda Mars'ın erimiş demirden oluşan bir çekirdeği oldu. | Open Subtitles | لذا ففي النهاية كوَّن المريخ نواة حديد منصهرة |
Patlamanın kuvveti kütlenin daha da sıkılaşmasını sağlar, ...esas olarak bizim kendi Çoğalıcı Füzyon bombamızı orta çıkarır. | Open Subtitles | قوة الإنفجار ستؤدي بالكتلة الى إنضغاطها بشكل أكبر, جوهرياً ستصنع لنا قنبلة ريبلكتورز منصهرة. |
Dünya'mızın doğuş sahnesi yeniden canlanıyor, derinliklerinden kabaran erimiş kayalar bir süreliğine uykuya dalmadan önce katılaşıyor, çatlıyor, kabarıyor ve ince bir kabuk gibi yayılıyor. | Open Subtitles | مشلكلة فكرة عما كانت عليه الأرض في بدايتها صخور منصهرة قذفت من جوف الأرض تكاثفت ، تكسرت ، أو انتشرت لتشكل نموزج من القشرة الأرضية |
Eğer bu yıldız bu kadar gençse o gezegenin hâlâ erimiş kaya topu halinde olması gerekirdi. | Open Subtitles | أعنى , لو أن هذا النجم بهذا الصغر إذن ينبغى أن يكون هذ الكوكب عبارة عن صخور منصهرة |
Bu sıvıların sıcak olmasının sebebi ise ayağımın altındaki derinliklerde o dönemde erimiş magma olmasıdır. | Open Subtitles | و سبب أن تلك السوائل ساخنة لأن في أعماق الأرض التي أقف عليها كانت هناك رواسب منصهرة |
200,000 yıl önce oradaki kaya erimiş şekilde yukarı fışkırarak başımızın üzerinde yükselen bir yanardağ oluşturmuştur. | Open Subtitles | قبل 200 ألف عام كانت هذه الصخرة منصهرة ، مرتفعة لتقذف و تنفجر من البركان الذي سيلق حمم ستكون أعلى من رؤوسنا |
Üzerinde durduğunuz zemin erimiş lava dönüşecek. | Open Subtitles | الأرض التي تقفون عليها سوف تتحول إلى حمم منصهرة |
Soğutulmadığında eriyen katı yakıtların aksine sıvı florür yakıtlar çok daha düşük sıcaklıkta zaten erimiş haldedir. | TED | بعكس الوقود الصلب الذي يمكن أن ينصهر في حال توقف التبريد عنه، كما تكون أنواع وقود الفلوريد هذه منصهرة بالأساس عند درجة حرارة أقل بكثير. |
Böyle içmeye devam edersen erimiş mum kadar yararsız olursun. | Open Subtitles | استمر بالشرب وتصبح مفيدا كشمعة منصهرة |
- Anten kabloları erimiş. - Evet. | Open Subtitles | وصلات الهوائي منصهرة - نعم يا كابتن، حدث ذلك الآن - |
- erimiş kayadan bir okyanusun üzerindeki dev kayıklar gibi. | Open Subtitles | -عوامات كبيرة على محيط من صخور منصهرة" " |
Vay canına! Bak bu bir ilk, erimiş kemik! | Open Subtitles | عجباً،شيء جديد، هذه عظام منصهرة |
erimiş görünüyor. | Open Subtitles | تبدو منصهرة |
Pyrovile'i insanla birleştiren bir Füzyon matrisi yaratmak için, bu gücü kullanıyor. | Open Subtitles | و استعمل الطاقة لخلق مصفوفة منصهرة مما يجعل (البايروفايل) ملتحما مع البشر |
Füzyon motorları. | Open Subtitles | ...محركات منصهرة |
Füzyon motorları sayesinde. | Open Subtitles | محركات منصهرة |