| Kendini öldürmeni engellemeye çalışıyorum. | Open Subtitles | ـ أقتلكِ؟ إنّي أحاول منعكِ من قتل نفسكِ. |
| O adam hariç, kaçmanı engellemeye çalışan yardımcıları gördün mü? | Open Subtitles | هل رأيتِ أحد بالإضافة إلى هذا الرجل و مساعديه الذين حاولوا منعكِ من الفرار؟ |
| Bunu yapmanı engellemeye karar verdim. | Open Subtitles | أقرّر منعكِ من القيام بهذا لمَ ؟ |
| Bunu deneyeceğini ve bu durumda seni durdurmamı söyledi. | Open Subtitles | قالت أنّكِ ستحاولين هذا وطلبت منّي منعكِ |
| Bunu deneyeceğini ve bu durumda seni durdurmamı söyledi. | Open Subtitles | قالت أنّكِ ستحاولين هذا وطلبت منّي منعكِ |
| Güzel, illa gideceksen, git. Seni durduramam. | Open Subtitles | حسناً، إن كنتِ ستذهبين، فاذهبي لايمكنني منعكِ |
| Pozitif. Diğer türlü karaışıklılar seni durdurmaya çalışmazlardı bir beyazışıklı olmaktan. | Open Subtitles | بالتأكيد ، وإلا ما كان المرشد الظلام سيحاول منعكِ |
| Doğru olmayan bir şeyi yayınlamanı engellemeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أحاول منعكِ من نشر ذلك هذا ليس بصحيح. |
| Sadece senin çok yanlis kararlar almani engellemeye çalisiyorum. | Open Subtitles | -أحاول منعكِ من إتّخاذ خيارات غير عقلانيّة . |
| Sadece senin çok yanlış kararlar almanı engellemeye çalışıyorum. | Open Subtitles | -أحاول منعكِ من إتّخاذ خيارات غير عقلانيّة . |
| Haklısın, seni durduramam. Bu doğru! | Open Subtitles | ـ أنتِ محقة، لا يمكنني منعكِ ـ هذا صحيح! |
| Haklısın, seni durduramam. | Open Subtitles | أنتِ محقة. لا يمكنني منعكِ. |
| Bu yüzden seni durdurmaya çalıştım. | Open Subtitles | {\pos(192,230)} ولهذا أحاول منعكِ. |